29 Aralık 2010 Çarşamba

BIKKINLIK VEREN FUTBOL SEVDASI VE CİVCİV KEKLER..

Futbol sevdamız katlanarak devam ediyor.neredeyse her anı maç yapmakla geçiyor Tuna'nın.geçen gün Hatice öğretmenimize bir top götürdüm,Tuna onları bunalttığında dertlerine deva olsun diye;)canım benim,çocuklara maç yaptırırlar diye götürmüştüm ama oyunu daha zevkli hale getirmiş,Yasemin öğretmenimizle karşılıklı iki takım yapıp,sınıfca oynuyorlarmış,tabi Tuna mest olmuş durumda.orda da yapıyormu bilmem ama evde ya da gittiğimiz misafirliklerde oynadığı maçlarda hep mızıkcılık yapıyor ve hiç birimiz onunla maç yapmak istemiyoruz,yenilgiye hiç tahammülü olmadığı için,avazı çıktığınca ağlıyor sıpoş.daha bu gün kreş çıkışı anneannelere gittik,dedesiyle yaptığı maçta,dedesinin attığı hemen hemen hiç bir golü saymadı,saçma sapan bahaneler uydurdu.örneğin;o atılan gol sayılmazmış,neden?çünkü kalenin önünden inek geçiyormuş,ona çarpmış top!??öbürü de sayılmazmış,o neden?bu seferde koyun geçiyormuş.sahada hayvanların işi ne yaw,saha saha değil,ahır sanki;)))haaa,bu arada,bu gün Deniz dünyasını gezmeye gideceklerdi kreşle birlikte,ben de,kırmızı-beyaz çizgili gömleğini giydirmiştim.bu gün yaptıkları sınıf maçı öncesi,Dilara"ayyy,sen tam erkek olmuşsun Tunaaaa"demiş,bıyık altından sırıtarak anlattı bana bunu:))çok hoşuma gitti.belli ki kendisinin de çok hoşuna gitmiş;)kendisini kırmızı-beyaz gömleğiyle,milli takım oyuncusu gibi hissetmiş oynarken:)artık bitsin bu maç sevdası,çok sıkılmaya başladım.oynadıkları her maçtan sonra,hemen o maçı resmediyor,sadece bu kısmını seviyorum oğlumun maç sevdasının.artık iyice ustalaştı maşaAllah resim konusunda,eh,biraz maçların rolü de var tabi,yiğidi öldür,hakkını yeme;))öğretmenlerimize ve çocuklara moral olsun diye,onları motive etmek için,zaman zaman çocukların hoşuna gidecek kek,kurabiye yapıp götürüyorum paylaşım günlerimizde.bu hafta da,civciv kek yapıp götürdüm,hepsinin çok hoşuna gitti,eh,bloğa eklemekte farz oldu bu durumda;)



:))) kalecimin tipi nasıl ama;)

yine benim tacımı kafaya takıp,eldivenlerini giymiş.yalnız,hayalinde saçları uzun;)burda ya Rüştü ya da Volkan olmuştur,gerçi Volkan'ın saçları uzun mu bilmiyorum.belkide başka bir kaleci olmuştur,diyorumya,3.lig maçlarını bile izliyor,Isparta,Karabük,Kasımpaşa,hiç farketmiyor,onların kaleci ve oyuncularınıda biliyor.belkide,onlardan birinin kalecisidir...

bu da,babasıyla yaptıkları bir maç sonrası,oynadıkları maçın özeti:))walla söke söke aldı maçı kerata ağıtlarıyla,bağrış-çağrışlarıyla.babalar anneler kadar sabırlı değil tabi,ağıda,sese gürültüye gelemiyorlar,biraz direndikten sonra pes etti babası ve zorla da olsa maçı Tuna kazandı:))

çizdiği futbolcuları tanıtıyor bana:)

bu çiziminde iki futbolcuyu çok beğendim,birisi bu.B.J.K. takımının yeni oyuncusu Mehmet miş(Tuna uyuduktan sonra babasına,öyle bir oyuncu varmı?diye sorduğumda,olmadığını söyledi:))demekki,hayali bir oyuncu).tam ayağını kaldırmış,topa vuracakken resmetmiş ressam oğlum benim:)


bu daha da hoşuma gitti,çünkü,B.J.K.li bu oyuncu,topu almaya çalışırken yere düşüyor ve formasındaki 37 rakamı bile atlanmamış,düşüş pozisyonuna göre çizilmiş.bu arada,kramponları havaya dikmiş arkadaş;)))



CİVCİV KEKLER


eveeeet,gelelim civcivlerimizeee.bu hafta paylaşım günü için yaptığım,civciv keklerimiz.internet'te dolaşırken,"yapraksarma.blogcu.com"diye bir blog da görmüştüm bu sevimli civcivleri.gerçekten çok sevimli oluyor,çocukların çok hoşuna gidiyor,özellikle doğum günleri için çok ideal bence,tavsiye ederim.ben tadına bakamamıştım ama tadının da çok güzel olduğunu söylediler.


bu da kümesten kaçmış bir civciv:)
tarifi aldığım"yapraksarma.blogcu.com"arkadaşın yaptığı civcivler de bunlar,eline, emeğine sağlık arkadaşım,ayrıca tarifi bize kazandırdığı için de teşekkür ediyorum.
geçelim tarife
MALZEMELER
+ 2 tane yumurta
+1 çay bardağı toz şeker
+1çay bardağı süt
+1 çay bardağı sıvı yağ
+1 paket kabartma tozu
+1,5 su bardağı un
+tarifte yoktu ama ben yaklaşık 1 tatlı kaşığı toz zerdeçal ekledim.hem çok faydalı bir baharat(çok kokulu bir baharat olmadığı için tadını değiştirmiyor,safran gibi düşünün)hem de biraz gerçek civcivler gibi sarı olmasını istedim,gıda boyası kullanmayı çok tercih etmiyorum mecbur kalmadıkça,mecbur kalınca da zararsız olanlarından alıyorum,doğal yazıyor ama yine de güvenmiyorum.
kreması:
+2 su bardağı süt
+2 yemek kaşığı un
+1 paket vanilya(ben birazcık portakal kabuğu rendesi kullandım piştikten sonra vanilya yerine)
+1 yemek kaşığı toz şeker
üzeri için:
bolca hindisten cevizi
süslemek için:
kuş üzümü(göz için)
havuç(ayak,gaga ve ibik yapmak için.arkadaş ibiklerini yapmamıştı ama ben ibikle daha sevimli olacaklarını düşündüm)ve arkadaşım ayaklarını erikten yaptığını yazmıştı,hani şu bildiğimiz mürdüm eriği,çünkü onun çocukları eriği çok seviyormuş,Tuna da havucu çok seviyor diye ben havuçla yapmayı tercih ettim.yine arkadaş gagalarını limon kabuğundan yapmıştı,o da olabilir ama ben her şeyini yesinler istediğim için,gagalarını da havuçtan yaptım,limon kabuğu ağızlarına gelince acı olabilir diye düşündüm.başka bir blog da yine böyle civcivler yapmışlar,ayaklarını da kuru kayısıdan yapmışlardı,benim oğlum kuru kayısıyı maalesef sevmediği için ben kullanmadım ama o da güzel ve faydalı bir alternatif.
YAPILIŞI
her kekte olduğu gibi,yumurta ve şeker iyice mikserle çırpılıp,sırasıyla sıvı malzemeler eklenir en son kabartma tozu una katılarak,tahta kaşıkla yavaş yavaş çırparak sıvı malzemelere eklenir.minik çelik ve ya aliminyum kek kalıplarının(muffin kalıbı da deniliyor)içlerine,kağıt kek kalıpları yerleştirilip,kek hamurundan,tam doldurmayacak şekilde(kabarma payı bırakılarak)kaşıkla kalıplara dökülür ve 180-200 derecede,önceden ısıtılmış fırında pişirilir.kekler pişerken,biz bir taraftan kremamazı hazırlıyoruz.bunun için de;soğuk süte un ve şeker eklenerek,karıştırılır ve ocakta katılaşıncaya kadar karıştırarak,kısık ateşte pişirilir.ocaktan indirildikten sonra,kabuk bağlamasın diye ara sıra karıştırarak soğuması beklenir.pişen kekler,kağıtlarından ayrılır ve onlar da soğutulur.soğuyan kekler,yine soğutulmuş kremaya bulanarak,bol hindistan cevizinde yuvarlanıp,tüy görüntüsü verilmeye çalışılır.daha sonra,havuçtan minik üçgenler kesilerek,gagaları,tırtıklı,uzun parçalar kesilerek ibikleri,yuvarlak parçalar kesilip,onlara da ayak görünümü vermek için yine parmakları için tırtıklar kesilir,ve civcivlerin altına bu ayaklar yerleştirilip,gagaları,gözleri ve ibikliri yerlerine koyulur.ibiklerini yerleştirmek için de,tepelerine bıcakla çizikler atıp,ibikler bu çiziklere yerleştirilir.ben kolay tutulup yensin diye,çay bardaklarının altına koyulan kağıt dantellere yerleştirdim.yapacak herkese şimdiden kolay gelsin,afiyet olsun ...

14 Aralık 2010 Salı

FUTBOL,BİR KAÇ İNCİ,İLK KAR VE MEVLANA PROJEMİZ..

futbol merakı,son sürat ve katlanarak devam ediyor Tuna'nın,o kadar ki,ne yemeğe çağırdığımda gelmek istiyor,ne de yatırmak için çağırdığımda.hatta,sabah kalkar kalkmaz futbol oynamak istiyor,gözünü açtığında"bu gün okul varmı anne?"diye soruyor,cevap"evet"se,biraz mızırdanıyor,burun kıvırıyor,neden?okul yoksa,akşama kadar futbol oynayacak çünkü sıpoş.walla bu sefer de futbol'a taktı,içimiz-dışımız futbol oldu.artık isminden bile midem bulanıyor nerdeyse.


son zamanlardaki bir kaç incisini yazmak istiyorum oğluşumun.


**gece çiş kaçırma gibi bir sorunumuz var,geçenlerde,aynı konuyla ilgili,Nergiz kreşimizin psikolojik danışmanıyla konuşmuk için randevu almıştı,sorun aynı olduğu için,görüşmeye benim de girmemi istedi,beraber girdik.Özge öğretmenin"sabah kuru kalktığında,bir güneş çizip,onu boyaması"tavsiyesi,bir kız çocuğu için ilgi çekici ama Tuna için pek bir şey ifade etmiyor,ben de,onun anladığı dilden konuştum ve"Tunacım,bu gece seninle bir şey yapalım,eğer,bu gece altını ıslatmazsan,sen 1,çiş 0 olsun,ama ıslatırsan,çiş 1,sen 0,olurmu?"dedim,güldü ve"yani çişle yarış mı yapcaaaaz?"dedi."evet,aynen öyle"dedim.heyecanlandı ve"tamam"deyip uyudu.tabi ben onu 2 kere tuvalete kaldırdım bu arada.sabaha karşı yine kaçırmış,tuvaletin kapısının sesine uyandım,baktım,ıslak pijamalarını çıkartmış,iç çamaşırı ve milli takımın formasını bulup giymiş:))tuvalatten çıkınca"anne,1-1 yazdım tahtaya"dedi."neden ama oğlum,çiş 1 sen 0 olman gerekmiyormu?"dediğimde,"hayır,dün ilk yarıydı,berabere kaldık,bu gün 2.yarıyı oynuycaz"dedi:)))yenilgiyi asla kabullenemiyor,ne yapcaz bilmem.her çocukta vardır ama Tuna da had safhada,yenildimi zırıl zırıl ağlıyor çocuk:( ertesi gün motive etmek için,ıslattığı pijamalarını gece haberi olmadan değiştirdim,sabah kaldırmak için gittiğimde,yine kalkmak istemedi,"Tunacım,ıslatmamışsııın"dediğimde,yataktan adeta fırladı ve tahtasının başına gidip,büyük bir zevkle 1-0 yazdı:))yine ıslak kalktığı bir gün,skoru kendi lehinde yazdığını gördüm"ama çişin önde olması lazım,ıslatmışın altını oğlum"dediğimde,mutlaka bir bahanesi var ya"hayııııır,bu gün maçın tekrarını seyrettiiik"dedi:))ama sonuç hala değişmedi geceleri 2-3 kere mutlaka kaldırmama rağmen,bazen hala kaçırıyor.ilk okul zamanına kadar acelem yok,çünkü hem ben,hem babası o yaşımıza kadar yapmışız;))

**bu sabah kaldırmaya gittiğimde yine kalmlakta zorlandı,kalkmak istemedi ve yine"okul varmı bu gün?"diye sordu."evet"cevabını aldıktan sonra,yüz üstü yatarken,ellerini bana uzattı ve"elerimden tutup çekersen kalkabilirim"dedi.bende tutup,sürükleyerek çektim ve kucağıma aldım"fotokopi çektin sen şimdi"dedi.şaşırdım ve anlayamadım,ama çok ta hoşuma gitti,güldüm.üstünü giyip,kahvaltısını yaparken"nasıl fotokopi çektim yani Tunacım?"dedim,"ellerimden sürükleyip çektinya beni,işte öyle fotokopi çekmiş oldun"dedi:)))ben de,kucağıma yapıştığı anı kastediyor zannetmiştim."sen nerde gördün fotokopi çekilirken?"diye sordum"Yasemin öğretmenim öğretmenler odasında çekmişti"dedi:))yani,fotokopi makinasının bile taklitini yapabiliyor;)))


Ankara'ya,beklenen kar sonunda yağdı,hem de lapa lapa.gece komşu çocukları ve babasıyla bahçeye çıkıp,doya doya,yuvarlana yuvarlana karla oynadı Tuna,eve girdiklerinde saat 24:15 civarlarıydı sanırım.şimdi fotolar..




onlar bahçede karla doya doya oynarken,ben de pencereden fotolarını çektim:)burda Tuna kendini karların üstüne atıyor;)

fotolar çok seçilmiyor ama,burda da kardan top yapıp maç yapıyorlar:)bu arada,kar o kadar güzel yağıyordu ki,kar taneleri de çok güzel çıkmış..


Tuna geldiğinde sürpriz olsun diye,balkondan topladığım karlardan,minik bir kardan adam yaptım salon penceresinin önüne,şapkasını rüzgar bahçeye uçurdu:)gerçi onlar bahçeye kocaman karadan adam yapmışlardı zaten...

Colaturka hangi takımın sponsoru bilmiyorum ama Tuna çok iyi biliyor,gazetelerin spor sayfalarına bakarak,yaptığı futbolcuların formalarına sponsorlarının isimlerini yazıyor,bu sayede yazmayı da öğreniyor sanırım;) bazılarına da avea ve eti yazmıştı.eti,Eskişehir spor'un sponsoruymuş,aklımda o kalmış,ambleminden tanıyıp,markette eti'nin krakerlerinden istiyor..
bu da yakından görünüşü:)
Tuna'nın Mevlana projesi.böyle şeylerle uğraşmak çok hoşuma gidiyor,bir de malzemem tam,vaktim bol olsa...
nasıl yapsam?diye düşünürken,Mevlana ve bir kaç semazen yapıp,hatta Mevlana müzesinin maketini de yapıyım demiştim ama vakit dar olduğu için,onun renkli fotokopisini çektirip,arka fon olarak kullandım.bu arada,Mevlana'nın sakalını ve bıyığını,yastıktan çıkarttığım yünden yaptım;)kafalarındaki fesi andıran başlıklarını elimde diktim,keçeye benzer bir kumaştan.geniş eşofmanı andıran bir kıyafet diktim Mevlana'ya,telden yaptığım iskeletini elyafla besleyip,kıyafetini giydirdim,sonra bir de cübbe,tamam. tesbihini de ben yaptım minik boncuklardan dizerek;)normal tesbih çok büyük olacaktı çünkü.
bu,semazenlerimizden birisi.eteklerine misina geçirip,marullanmasını sağladım,hani dönüyor havası versin diye;)aslında meslerini de yapmak istedim,hatta deri kumaş bile almıştım ama,zemine tutturmam zor olacak diye,vaz geçmek zorunda kaldım,ne heveslenmiştim halbuki:(
bu da,dönen diğer semazenimiz.sakallı ve bıyıklı olmaları,Tuna'nın tercihiydi:))
bu da,selama duran semazenimiz,henüz semaya başlamamış.


inş.öğretmenlerimizin de hoşuna gider...