gittiğimizde evinde kaldığımız arkadaşım İpeğin"http://karakuzum.blogspot.com/ "kızı Elifcik ateşliydi ve bir kaç gün sonrada öksürmeye başladı.halsiz ve iştahsızdı,biz gelmeden bir kaç gün önce de,İpek hastalandı.o yüzden biraz üzüldük,ama hem onlara,hem bize değişiklik olduğu ve birbirimizi özlediğimiz için de aynı zamanda hepimize iyi geldi bu seyahat."Tuna Umut abisiyle çok iyi anlaşır"düşüncemde haklı çıktım.Umut çok uyumlu ve uysal bir çocuk maşaAllah.Elif'i hem çok sevdi,hem de çok kıskandı Tuna:( zavallı çocuk,zaten hastaydı,Tuna'da sevme bahanesiyle,çocuğun kafasına sarılıp,kaldırmaya çalıştı sık sık:(müdahale edincede hırçınlaştı,huyu değişti.yazık,yavrum,kıskandığını o kadar belli etti ki"anne,Elif sana ne diyoo?"diye sordu."daha konuşamadığı için şimdilik bir şey demiyor oğlum,ama biraz büyüyünce,teyze diyecek"dediğimde"sakın sana anne demesin,tamammı?"dedi:(onun annesinin İpek teyzesi olduğunu,zaten banan anne diyemeyeceğini söylediğimde ise içi rahatladı.Elif Tuna'yı abisinden ayırt etmek için"bia"dedi:))çok hoşumuza gitti,ilkin Tuna itiraz ettiysede,sonradan oda çok sevdi bu hitap şeklini.hala taklidini çıkarıp,uzaktan uzağa seviyor Elif'i.çocuğu çok sıkıştırdığı bir gün,beni çok bunalttı,bende"çok kızarım sana Tuna"dedim."hadi kııız"dedi kerata."biraz daha ileri gidersen gerçekten çok kızacağım"dedim.arka arka gitti ve"işte gittim,hadi kız"dediğinde ipekle çok güldük.huyu çok değişti,ne zaman toparlanır aceba?çok yoruyor bu günlerde beni,inş.uzun sürmez...
:)) makina da kalan bir fotoğraf.etiketinde 18 ay yazıyor ama her zaman alış-veriş yaptığım mağaza sahibi,Tuna'ya olabileceğini,yanlış yazıldığını söyledi.Tuna pek rahat edemediği için gece çıkardık,ama çok şirin olmuştu:)
İstanbul,Tuna'nın ilk şehirler arası yolculuğuydu.yolculuk boyunca yanıma aldığım oyuncaklarla,dergisiyle oyalandı,bol bol konuşup yorumlar yaptık,bazende kulaklıkla bir şeyler dinlemek istedi.
burda ne hakkında konuştuğumuzu hatırlamıyorum ama maşaAllah giderken çok güzel durdu otobüste.İstanbul'un trafiği Tuna'yı da bunalttı ve son 1 saat biraz sıkıcı geçti Tuna içinde,benim içinde.öğlen 14:30 da bindiğimiz otobüsten,akşam 20:45 civarlarında indik..
sağ olsun,indiğimizde,Bülent amcamız bizi bekliyormuş,hemen eşlarımızı alıp arabasına yerleştirdi ve eve geldiğimizde İpek teyzemizin nefis yemeklerinin ardından,bizi bir sürpriz bekliyordu.canım benim,ince düşünceli arkadaşım İpek,Tuna'ya çok şirin bir"hoş geldin"pastası yapmıştı,çok hoşumuza gitti.burdada Umut abisiyle pastamızı seyrediyorlar;)
cuma günü,Umutların okulunda "anneler günü"ile ilgili bir proğram varmış,İpeğin de bulunması gerekiyordu tabi,bizde gidip,hep birlikte proğramı izledik..
Umutun da bir şiiri vardı,biraz heyecanlıydı tabi,ama çok güzel okudu şiirini Umudim;)
kendisine okunan şiir karşısında duygulanan ipek,tüm sevimliliği ve duygusallığıyla,oğlunu izliyor,şiir i okurken şaşırmaması içinde,sanki içten içten dua ediyor;)
proğram çıkışında,artık dersleri sene sonu olduğu için azalan Umut'un,öğretmeninden izin alarak,Florya'ya gittik.çok güzel bir yer.önce çocukların gönlünü gördük,parkında eğlendiler...
havaalanına yakın olduğu için,çok yakın görünen uçakların fotosunu çektik,uçakları yakından görmek hepimizi heyecanlandırdı.
sonrada acıktığımız için,belediye tesislerinde yemeğimizi yedik güzel bir manzara eşliğinde.Tuna o kadar acıkmışki,masaya koyulan ekmeklerden birini kaptığı gibi ağzına götürdü:))
karnımızı doyurduktan sonra,sahilde biraz yürüyüp,bu seferde,ruhumuzu doyurduk denize bakarak.
Tuna kayalıklarda yürümekten çok hoşlandı...
hava çok sıcaktı o gün.zavallı karakuzu Elif te ateşliydi,daha fazla dışarda durup,çocuğu bunaltmayalım diyerek,eve dönmeye karar verdik,zaten göreceğimiz kadar görmüştük denizi ve sıcaktan hepimiz çok bunalmıştık.çıkışta,içimizi açan lalelerle Tuna'nın bir fotosunu çektim.
cumartesi günü Bülent'in izin günüydü,sağ olsun o gününü bize ayırdı ve boğaz turu yaptırdı.İpek,Umut,Bülent ve Elif Leyla...
vapurda gördüğümüz bu amca çok hoşumuza gitti,bir foto almadan bırakmadık:))
Tuna'ya denizi,martıları gösteriyordum.birde vapurda martılara simit atarız demiştim ama maalesef vapura binerken simit almayı unuttuk.
çok güzel manzaralar vardı..
Tuna'ya,İstanbul'un meşhur kağıt helvasından aldık,gerçekten çok nefisti,Ankara'nınkilere hiç benzemiyordu...
birde,tam köprünün altından geçerken bir foto çekmek istedim..
harika boğaz turundan sonra,Bülent bizi Ortaköy'götürdü.çocuklar kuşları yemlemeye bayıldı.
arkamızda görünen cami,ortaköy camii.hep T.V.de görünen,muhteşem bir cami.bu camiye hayranım,mutlaka bir fotoğrafımız olsun istedim onunla..
Ortaköy'den sonra,her ne kadar laleler kalmadıysada,güzelliğini görmemiz için Emirgan'a gidelim dedi İpek.iyiki gitmişiz,gerçekten çok güzeldi.biraz oyun oynadı çocuklar ve Bülent,İpekle ben de oturup onları izledik,onlar oyuna dalıncada biraz yukarı çıkarak tepeden baktık manzaraya.makinaları yanımızda götürmeyi unuttuğumuz için,oraların fotolarını çekemedik maalesef.
ağaçta sesini duyduğumuz sincap,biraz sonra çimlerin üstüne indi.fotosunun çekildiğini görüncede,dönüp İpeğe poz verdi:)))
annesini görünce,demirleri aşmak isteyen sevimli karakuzu Elif:)Emirgan dönüşü,İpeğin tabiriyle,"Ömergan"ı almaya gittik Bahçeşehir'e.İpeğin ablasının oğlu Ömer.gerçekten çok efendi ve bir o kadarda yakışıklı maşaAllah,Umut'un kankisi aynı zamanda;)çok güzel anlaşıyorlar maşaAllah.
pazar sabahı,İpeğin ablası,benim arkadaşım olan Arzu,küçük kızı Zeynep ile kahvaltıya geldiler.kahvaltı sonrası bizi arabasıyla Bahçeşehir'deki gölet'e götürdü.çok güzel,dinlendirici bir yer gölet.bunlar Elif ve teyzesi Arzu..
bizim afacanların toplu halde fotosunu çektik.soldan sağa:Ömer,Zeynep,Elif,Tuna ve Umut..
her yerde olduğu gibi,ordaki parkı da affetmediler keratalar;))
gölet'e yakın olan evlerine davet etti bizi Arzu.o gün Ömer in kursu varmış,onu kursa bırakırkende,bizi tekrar gölet'e götürdü.güzel manzarayla,Tuna'yı fotoğraf çektik.
:)))İpek'le,çektiğimiz fotolara bakarken,Tuna'yı bu fotoda oyuncak bebeklere benzetip çok güldük gece gece,hala gülüyorum baktıkça:)))ördeklere kraker atıyordu burda.
göletin çıkışındaki bu çiçeklere bayıldım.insanın içini açıyor baktıkça bu manzara,tabiki oğlumda;))
salı günü,hem Bahçeşehir pazarını gezip biraz alış-veriş yaptık,hem de,üyesi olduğum "Anne olunca anladım"sitesinde sık sık yazıştığım arkadaşlarımla buluşup,yüz yüze tanışma fırsatı buldum.o gün tatil günü olduğu için,bazılarının semti uzak olduğu için,Zehra ve Ayşegül,kızları Zeynep ve Elçin ile geldi buluşmaya.bir balıkçıda oturup,nefis balık çorbası ve çok taze,güzel balıklar yedik.ama İpekciğimin maalesef balıkla arası pek olmadığı için,o sadece bizi seyretti:(bunlar:moderatör arkadaşlardan Zehra,tatlı kızı Zeynep ve İpekim. bunlarda,Ayşegül ve cilveli,şirin kızı Elçin..
pazar çıkışındaki harika çiçeklerin önünde bir poz vermeden ayrılmak istemedik ordan.İstanbul'a girerken de görmüştük ve çok hoşuma gitmişti bu çiçekler.ismini sorduğumuzda,bir çiçekçi"acem halısı"dedi.hastalıktan,iştahı yok denecek kadar azalan şirinem Elifcik,hiç bir şey yemeyince,Zehra çantasından hazır puding çıkarıp verdi belki yer diye.bir anne olarak,gerçekten insanın içi sızlıyor çocuklar iştahsız olduğunda.bir-iki kaşık aldığı puding in bulaştırdığı ağzıyla,çok tatlı görünüyordu elifim,dayanamadım çektim:)
Anne olunca anladım sitesindeki arkadaşlarla,balıkçıdan çıktıktan sonra,çaylarımızı içmek için"has bahçe"isimli bir mekana gittik 10-15 dak.yürüyerek.gittiğimize değdi doğrusu,çok güzel bir yerdi.çocuklarında çok hoşuna gitti.poz vermeyi pek sevmeyen Tuna'nın poz veresi tuttu,"anne,beni çek"dedi,bende kaçırmadım;)
Has bahçe'nin çimlerini çok sevdi Tuna,üzerlerinde koştu,çimlerden kopardı:)
"demek yola kaçarsın heee,çabuk gel bakiiim,annene gidiyoruz,yaramaz seniii"der gibi bir görüntü sergilesede,aslında çok masum bir şey yapıyor oğlum,sadece seviyor Elif'i:)))Tuna'nın sevgi şeklillerinden biriside bu:))benide böyle seviyor.kulağı tutarken,birde dişlerini sıkıyor:))ilk gittiğimizde,aynen böyle yaptı,İpeğe"kendimi suçlu gibi hissediyorum,sanki suç işlemişimde,kulağımı çekiyor"dedim ve güldük.yani İpek şahit,yanlış anlaşılmasın oğlumun bu hareketi;)))
Has bahçe'nin çimlerini çok sevdi Tuna,üzerlerinde koştu,çimlerden kopardı:)
"demek yola kaçarsın heee,çabuk gel bakiiim,annene gidiyoruz,yaramaz seniii"der gibi bir görüntü sergilesede,aslında çok masum bir şey yapıyor oğlum,sadece seviyor Elif'i:)))Tuna'nın sevgi şeklillerinden biriside bu:))benide böyle seviyor.kulağı tutarken,birde dişlerini sıkıyor:))ilk gittiğimizde,aynen böyle yaptı,İpeğe"kendimi suçlu gibi hissediyorum,sanki suç işlemişimde,kulağımı çekiyor"dedim ve güldük.yani İpek şahit,yanlış anlaşılmasın oğlumun bu hareketi;)))
çarşamba günü,Tuna'yla amcası ve babaannesine gittik.Küçükçekmece'den metrobüs'e binip,Edirne kapı'dan aktarma ile Kadıköy,Söğütlü çeşme'de indik.burası,Kadıköy evlendirme dairesi'nin avlusu,amcamızı beklerken,Tuna yine poz verdi:)
Metin amcamız,bizi evlerine götürdü ve çok güzel bir börek yaptı.biz babaannemizle sohbet ederken,böreğimiz ve çayımız hazırdı bile.ilkin pek yemek istemedi Tuna,çok iştahı yoktu o günlerde.amcası,"büyüyemezsin,kuvvetli olamazsın,benimle güreş yapamazsın o zaman"deyince,gaza geldi ve nerdeyse 1 dilim böreği yedi:)
Tuna'nın koltuklarda amuda kalktığını gören amcası,onu gıdıklayarak tehlikeli oyunundan vaz geçirdi:)
bu pozlarını çok beğendim.koltukta güreşen amcasını,halıya davet eden Tuna,yenmenin! mutluluğunu yaşadı;)) güreşirken o kadar mutluydu ki,kot pantolonuyla rahat edemediğini söyleyip,çıkarttırdı:)
güreşten sonra,biletimizi ayırtmak için pc.başına geçen amcasını rahat bırakmadı kerata.amcası da,kucağına alarak,yeni oyunlar öğretti.
oyunlarını merak eden babaannemiz sonunda dayanamadı ve onları izlemeye gitti:)
amcası,Tuna'nın boyunun ölçüsünü alıyor:))
artık şimarmaktan ne yapacağını şaşıran Tuna'yı amcası,kollarıyla kilitledi:)bu oyun o kadar hoşuna gitti ki,ard arda istedi amcasından"hadiii,bi dahaaa"diye:)
Tuna ve Tarık abisi.İpeğin arkadaşı Neslihan,bize hoşgeldiniz demeye geldi,Tuna,bir gün önce tanışıp,geleceğimiz gün iyice kaynaştığı,kendisinden 3 yaş büyük Tarık abisiyle çok iyi anlaştı,bende bir hatıra fotoğrafı çektim.
ve o gün,yani perşembe akşamı 17:30 da otobüse binip,Ankara'ya doğru yola çıktık.Ankara'ya indiğimizde saat 23:45 ti,babamız gelip bizi aldı.çok güzel bir İstanbul gezisi yapmış olduk,Tuna'nın ilk şehir dışı gezisi de böylece mutlu bir şekilde şimdilik sona erdi;)