13 Ekim 2011 Perşembe

TUNA'NIN 5,İNCİ DİLA'NIN 6.YAŞ GÜNÜ PARTİLERİ,2011 İFTARI


uzuuun bir tembellikten sonra yine burdayııız.çok konu birikti,hepsini yazamasam da,bazılarını paylaşmak istiyorum.mesela Tuna'nın 5.yaş günü partilerini görmek isteyen arkadaşlarım vardı,onları yayınlıycam ama kısaca biriken olaylardan bahsedip,fotolara öyle geçmek istiyorum.Tuna ana sınıfı'na başladı bu sene.artık büyüdü ya,maşaAllah problem olmadı bu sene,güzel gidiyor.ilk günler biraz yerini yaptı,fırsat ve yüz bulsa ağlıycaktı ama fırsat vermedik:))sadece 2.gün,günler öncesinde oluşmuş bir çürük bulup,onu bahane etmiş ve "bacağım ağrıyor"diye birazcık ağlamış ama Zeynep öğretmen de"ayyy,benim de bir midem ağrıyor ki Tuna,ne yapacağız?"deyince susumuş kuzu;))bana da,okula başlamadan 1 gün önce"bazıları okulda annesini özlediği için ağlayabilir demi anne?"demişti,yutarmıyım ben artık bu numaraları;)"aaaa,olurmu hiç,koskoca 6 yaş olmuş insan hiç annemi özledim diye ağlar mı?ağlanmaz tabi"dedim ve konuyu kapattım:)öğretmenlerini seviyor,arkadaşlarını seviyor ve onu en mutlu eden olay da,bu sene sınıfta erkeklerin çok oluşu,haklı çocuk,geçen sene 10 kızın arasında sadece 4 erkektiler.yani,şimdilik iyi gidiyoruz çok şükür.işte fotolar...



Tuna'nın 5.yaş günü pastasını miki'li yaptım.sınıf arkadaşı Zeynep İpek ile aynı gün ve aynı hastanede doğmuşlar meğer:)centilmenlik yapıp,ayın 2 sinde onlar kutlasın,3 ünde de biz kutlarız demiştik ama baktım Tuna mahsunlaştı,o gün de bir pasta yapıp götürelim bari dedim;)




Hatice öğretmeni sınıfta bol bol fotoğrafını çekmiş sağ olsun.çoooook emeği var,Allah gönlüne göre versin onun da inş.oğluma zeybek fes i bile takıp fotoğraf çekmiş:)



iste o mutlu an.sınıfca mutluluk pozu vermişler pastayı kesmeden önce...


bu da,asıl düşündüğüm pasta Tuna için.görünce çok mutlu oldu,futbol,onu en mutlu eden şey çünkü...


bunlar da,arkadaş ve öğretmenlerine dağıtması için yaptığım şeker hamurlu kurabiyelerimiz(uzak çekim olduğu için pek belli olmuyor,fotonun üzerine tıklayarak,büyütüp bakabilirsiniz)..


Tuna futbol sahalı pastayı o kadar beğendi ki,evde kutladığımız doğum gününde de aynı pastadan yapmak zorunda kaldım:)



bu kurabiyeler de,ev de kutladığımız doğum gününe gelen aile dostlarımıza,Saliş teyzemizle yaptığımız şeker hamurlu kurabiyelerimiz..



eeee,mart ta Tuna'nın,nisanda da İnci Dila'nın doğum günü var,Tuna'ya yapıp,İnci Dila'ya yapmamak olmaz tabi,süt kardeşi oğlumun.artık büyüdü diye,ona da hello kitty'li pasta yapmayı düşündüm,iyi ki de yapmışım,çok beğendi fıstığım.yalnız çok ilginç,nette aradım fotosunu,hiç bir foto da ağzı yok bu hello kitty'nin yaw,zaten kedi midir,nedir,o da belli değil ya,çocuklar seviyor işte...


şu şirinliğe bakarmısınız maşaAllah..


benim öfkeli şirin,yine öfkeliydi o gün,fotoğraf bile çektirmek istemedi...


:)))) yüzündeki ifadeye bakarmısınız,fıstığım,kıyamadı kesmeye hello kitty'yi..


Suzan teyzesi sonunda bir pozunu yakaladı öfkeli şirin in,burda"çekemedi kiiiiiiiii"diyordu sanırım:)



yine bu sene Hamam önü'nde bir iftar yaptık,çok güzeldi.hatta Erkan Tan'ın canlı yayınına bile denk geldik,birlikte fotoğraf çekindik,ama Tuna kukla gibi çıkmış:))))



Tuna ve İnci Dila Nasreddin hoca ile...


Tuna davulu görence tutturdu Ramazan davulu alalım diye.Hacivat ve kim olduğunu bilmediğimiz güzel bir ablasıyla...



Ramazan davulcusu Tuna,Kanuni Sultan Süleyman ve Hürrem Sultan ile birlikte:)



işte iftar soframız.sağda,uyuyan güzel Suzan teyzemiz;)yanında Saliha teyzemiz,Nevzat dayımız,İstanbul'dan bayram için gelen,Nevzat dayımızın kardeşi Fatma teyzemiz,Songül yengemiz ve kara kara düşünen Tunişimiz;)



masamızın diğer ucundan.Nevzat dayımız'la yer değiştik,bu sefer o bizi çekiyor,burda İnci Dila ve ben de varız... bu Ramazan çok güzel geçti çok şükür,inş.seneye ömrümüz yeter de,daha güzel Ramazan'lar yaşarız...

14 Ocak 2011 Cuma

TEKRAR MERHABA...

Bu postumuzu aylar önce taslak olarak hazırlamışım ama maalesef tembellikten yayınlamamışım.bloglar mahkeme kararıyla kapatılınca da hiç hevesim kalmamıştı doğrusu,deneme amaçlı,bu aylar öncesine ait postumuzu yayınlamak istedim,tekrar merhabalar;)




walla ne ile başlayım diye düşündüm,futbol diycem ama demek istemiyorum,çünkü futbol dan başka bir şey yapmıyor Tuna,o yüzden ne yazacağımı bilemedim:)en iyisi bir kaç incisini döktürüyüm;))



* sanırım 3-4 gün önceydi,beraber yemek yiyorduk,T.V.de yine bir maç buldu ve önce bana oynayan takımlardan hangisini tuttuğumu sordu,sonra da benim adıma karar verdi ve sözüm ona benim tuttuğum takım bir gol yeyince,muzur muzur sırıtarak gözüme baktı ve"nasılsıııın?takımın gol yedi ya,üzüldün mü?"dedi:))) güya benimle dalga geçiyor sıpoş;)heeeeyt yavrum bea,ben senmiyim;)ne üzülcem bi maç için,"hayır,tabi ki üzülmedim,maç bu,yener de,yenilir de insan,çok normal oğlum"dedim:))



*geçenlerde yine sabrımı deniyordu sabah sabah,sürekli sinirli sinirli,bağırarak konuşuyordu,ben de tepki olsun,hatasını anlasın diye susmayı tercih ettim.benden ses gelmeyince"benle niye konuşmuyosuuun?"diye kızdı bu sefer.ben de"dinliyorum"dedim kısaca.ortamı yumuşatma çabasına girdi bu sefer"p.tesinden sonra,cuma gelir dimi?"diye bir espiri yaptı kendince;)o sırada ben mutfaktaydım,Tuna da antrede kreşe gitmek için kıyafetlerini giyiniyordu,bana seslendi ve"gözlüksüz burdan göremiyorum,gülüyosun ama dimiiii?":)))


*babasıyla maç yaptıkları bir gün,yine her zamanki mızıkçılığını yaptı ve babasının attığı golleri saymadı,yenilgiye hiç tahammülü yok ya.e adam isyan etti sonunda yani"o zaman ben de oynamıyorum Tuna,sen hep haksızlık yapıyorsun"dedi,bir bağrış,çağrıştan sonra yanıma geldi Tuna.ben de"oğlum,bak baban da oynamak istemiyor,gördün mü,böyle mızıkçılık yaparsan,kimse bir daha oynamak istemez seninle,ne biz,ne arkadaşların,çünkü kimsenin kazanmasına ya da gol atmasına izin vermiyorsun"dedim."okuldaki arkadaşlarım mı?"diye sorunca"okuldakiler de,gittiğimiz misafirliklerdeki arkadaşların da"dedim."ama ben okulda böyle yapmıyorum ki"dedi.peki neden burda yapıyorsun?"dediğimde"çünkü burda güçlü var"dedi"!!!??" şaşırdım,"güçlü kim oğlum?"dedim"babaaaam"dedi.yani okuldaki arkadaşları çerez,onlara nasılsa bol bol gol atabilir,önemli olan,yenilgiyi öğretmeye çalıştığı için,yenilmemeye çalışan baba,o nasıl yenilir?tabiki zayıf noktası yakalanarak,yani ağlayıp,bağırarak,söke söke maç kazanılmaya çalışılır...


* çok severek oynadığı için futbol u,düşse de,bir yeri acısa da sesini çıkarmıyor,ağlamıyor,"oyuncu sakatlandı,sağlık ekipleri gelsin"dediğinde anlıyoruz canının acıdığını.yine kendi kendine maç yaptığı bir gün(kendi kendine maç yapmasını daha çok seviyorum,çünkü hangi takımları oynatacağını,kalelerde hangi kalecilerin olacağını ve oyuncuların isimlerini kendisi belirliyor,hem iki takım adına oynuyor,hem de maçı oynarken aynı zamanda sipikerliğini yaparak anlatıyor"şimdi topu M.topuz aldı sayın seyircileeeer,Emre'ye pas verdiiii,çalımını yaptı emre,topu kurtardı,vuruyor,topu ağlara gönderiyor ve goooool":))) golleri atan hep kendisi olduğu için de ne kavga oluyooor,ne gürültü) güya karşı takım,kalecinin burnuna atmış topu,artık duvara çarptı da ordan mı yüzüne geldi top,olayı görmediğim için bilemiyorum ama"anne,kalecinin burnuna attılar topu,Allah yardım etti,YUMULACAKTI yoksa"dedi:)))ordan anladım ki,canı çok yanmış kuzuşumun;)



:)) maçları söke söke aldığı sanırım bu fotodan da belli oluyor;)babasıyla yaptığı her maç sonrası babasına gazete çıkarttırıyor uyanık kerata,herhalde garantiye alıyor,belgesiyle kanıtlıyacak:))



Hatice öğretmeninin gönderdiği,banyonun kapısına yapıştırdığımız diş fırçalama projesini,yatmadan önce işaretlerken:)



bu resmi beğendiğim için eklemek istedim,oyuncuların bazılarının arkası dönük,bazılarının yüzü,ayrıntı hoşuma gitti,hakem sarı kart gösteriyor,oyuncular hakemin başına toplanmış,itirazlar var sanırım:))




bu da hayranı olduğu F.B.li oyuncu,Mehmet Topuz,forma numarası onun ama,isim olarak,Tuna yazmış;))


o kadar çok maç yapıyor ki,tahta,skordan geçilmiyor,dışardan sanki problem çözmüş gibi görünüyor değil mi?eh,öyle sayılır,oynanan maçlardaki problemleri çözüyor çocuk;))


bunlar da yine seçtiğim bir kaç çizimi Tuna'nın...