5 Ağustos 2012 Pazar

YILSONU GÖSTERİSİ VE MEZUNİYET

Eveeeeet,nerde kalmıştııık,Tuna'nın yıl sonu gösterisindeee...önceki seneler gösteride Kafkas oyunu sergileyen 6 yaşlara çok özeniyordu kuzucuk,bu sene de Kafkas oyunu Tunaların sınıfına verilmiş,çok mutlu oldu ve evde bile sürekli bize gösteri yaptı:) hele parande atanlardan biriydi ki,değmeyin keyfine.o kıyafetleri giyince sanki birden büyümüş gibi geldi gözümüze gösteride,kuzguna yavrusu meselesi yani;))ama bir ciddiydi ki sormayın gitsin,çok güzel yaptılar gerçekten,harikaydı,tek eksik,oğluşumun oyundaki eşinin o gün çok hastalanıp gelmeyişiydi:(( işin garibi,gelemeyeceğinin okula bir telefon edip haber bile verilmeyişiydi,son dakikalarda öğrenildi yani.buna rağmen konsantresini bozmadan oyununa devam etti kuzucuğum maşaAllah.sağ olsun,geçen seneden beri aynı sınıfta olduğu tatlı kızımız Dilara eşlik etti oğluşuma oyununda.hadi bakalım,şimdi gelsin fotolar...

 Şamil Kafkas dağının



Hürriyet güneşidir.


Şamil Atatürk’üm


Öz be öz kardeşidir.


Şamili bilmeyenler


Ata’sını ne bilir.



 Şair diyor ki;



“Bayrakları bayrak yapan


üstündeki kandır,


Toprak! Eğer uğrunda


ölen varsa vatandır.”



Ben de diyorum ki;



 Benim vatanımın sınırları



Kars’ta başlayıp,


Edirne’de bitmez.


Hazer’imin, Hürriyet!


Hürriyet diye çalkalandığı


kıyılarda başlar,


Taa! Viyana’da biter.


Kur, Aras coştukça,


Tuna, Volga taştıkça,


Benim türkülerim söylenecek.


Hazer çalkalandıkça,


Benim Ay-yıldızlı


Bayrağım dalgalanacak.


İşte, taa oralardan esen,


Rüzgârın getirdiği bir oyun.


Esaretin düşmanı,


Cesaretin timsali,


Şeyh Şamil.....



 Sormayın kimlerdenem,



Haralıyam a dostlar.


Gönülden fırtınalı,


İcralıyam a dostlar.


Kızıl bir kurşun aldım,


Yaralıyam a dostlar.


Ağlama gözleri yaşlı yar,


Men bilirem,


Senin de eyninde


Kanlı bir libasın var.



 Bu türküler, türküler.



Türk’ü söyler türküler,


Taşar kalpte ülküler.


Bu ses kartal sesidir,


Bu ses Bozkurt sesidir.


Bu ses Rus generallerine


Apolet söktüren,


Katharina, Petro’yu


Çılgına çeviren sestir.


Bu ses taaaaa…


Kafkaslardan gelen


Şeyh Şamil’in sesidir.........


bu fotoğrafta,sağdan ikinci,yani arkasında eşi olmayan oğluşum;)



 bu da,İngilizce gösterilerinden bir foto.Tuna dede oldu oyunda:))taaaaa çıkrıkcılar yokuşuna gidip,küçücük baston bile buldum oğluma,sonra sakal,cepken.mes bulamadığım için pisipisi almıştım ama o kargaşa ve telaştan unutmuş olmalılar giydirmeyi,sportmen bir dede oldu oğluşum;))

 oyunda,ağlayan bir bebeği susturmaya çalışıyorlardı.bu sene her gün yarım gün İngilizce dersi aldı Tunalar anasınıfında,maşaAllah çok güzel öğrendiler,öğretmenimiz Zamira,sınıfta hiç Türkçe konuşmuyor,söyleyeceği şeyleri hep İngilizce söylüyordu,bir gün uğradığımda şahit oldum,çocuklara birşeyler söyledi,onlar da söylenini aynen yaptılar.onun için de,geçen sene 2.sınıfların yaptığı bu gösteriyi,bu sene İngilizceleri iyi diye anasınıfına vermişler...

 aynı zamanda,okulun jimnastik gurubundaydı Tuna.taklalar,parandeler attılar,köprüler kurdular,fok balığı oldular[Tuna onu yapamadığı için çok sinirleniyordu,zaten yapabilen fok oldu,yapamayan da başka hareket yaptı ;))]burda,sınıfımızın çok adaletli merhametli çocuklarından Enes ile birlikte hareketlerini sergiliyorlar..

yine en sevdiği hareketlerden biri,timsah yürüyüşü :)

 :)) ters takla atarlarken.......

 ve eveeeeet,artık proğram sonunda diplomalarımızı aldıııık.......

 artık mezun oduk,bu da,mezuniyetimizin resmidir :)) inşaAllah,daha çooook büyük okullar okuyup,hepsinden de derecelerle mezun olur yavrularımız...

çooook güzel günlerimiz geçti kreş ve anasınıfımızda.özellikle emeği geçen müdiremiz Sultan öğretmenimize,4 yaş öğretmenlerimiz Tuğba ve Derya öğretmenlerimize,5 yaş öğretmenlerimiz Hatice ve Yasemin öğretmenlerimize,anasınıfı öğretmenlerimiz Zeynep ve Rabia öğretmenlerimize,çocuklarımıza çoook güzel oyunlar öğreten oyun öğretmenimiz Elife öğretmenimize,İngilizce öğretmenimiz Zamira teacher a,her sıkıştığımızda kendimizi yanında bulduğumuz okulumuzun Psikolojik danışmanı Özge öğretmenimize,Bilgisayar öğretmenimiz Tuğba öğretmenimize,Spor öğretmenimiz Fatma öğretmenimize,ayrıca okulumuzun hep pırıl pırıl olmasını sağlayan ve nefiiiiis yemeklerinde emeği geçen mutfak ve temizlikten sorumlu elemanlarımız Gaye hanım,Serpil hanım,Seyyide hanım ve Kezban hanımlara,çocuklarla ayrı ayrı ilgilenen,her şartta onların nazını çeken danışmamızdaki Züleyha mıza,servis kullanmadığımız halde,her karşılaştığımızda Tuna'yla, ilgi alanı Futbol sohbetleri edip,şeker-çikolata veren,kocaman ve çok güzel bahçemizin yemyeşil olmasını,güllerimizin ve ağaçlarımızın bakımını üstlenip,her okul çıkışında o güzel bahçede uzuuuuuun uzun oynamamızı sağlayan İrfan amcamıza,her daim yüzlerindeki gülücüklerle bizlere moral olan diğer öğretmen ve yardımcı öğretmenlerimize,muhasebecimiz Figen ablamıza,daha doğrusu tüm Gülbahçesi ailesine  http://www.gulbahcesi.com.tr/  çooook ama çok teşekkür ediyoruz,her şey gönüllerince olsun... 

29 Temmuz 2012 Pazar

HUZURLU,BARIŞ DOLU HAYIRLI RAMAZANLAR

               10.Günündeyiz ve günler uzun,hava aşırı sıcak olmasına rağmen çok şükür güzel geçiyor mübarek Ramazan.o kadar sıcak ki,cuma günü Ankara rekorunu kırmış.1926 dan beri ilk defa 49 dereceye çıkmış hava sıcaklığı Ankara'da.panik olunmasın diye duyrulmuyor ama artık geçtiğine göre yazabilirim;) zaten o günün sıcaklığından belliydi,annemin pazarını yapmak için pazara gittik o gün,bir ara gözümün önünde şekiller oluşmaya başladı,fena oldum,zavallı anneciğim de eve gelince çok kötü oldu ve yattı,şekerini ölçtüğümüzde,58 olmuştu,kadıncağız resmen şeker komasına girdi,insülin kullandığı için,şekerinin düşmesi onu çok sarsıyor.hemen baklavalar,üzümler yedirik(canım benim,yemek isteyip te yiyemediği şeyleri ancak bu durumda yiyebiliyor)çok şükür kendine geldi.zaten kronik hastaların sokağa çıkması yasak sıcak havalarda ama canı tez olmak başka bir şey işte...                Rabbimize şükürler olsun,buralarda Ramazan güzel geçiyor da,ya zalimlerin zulmüne maruz kalan kardeşlerimiz?bir insan! bir insana böyle şeyleri nasıl yapabiliyor,akıl almıyor gerçekten.hem de sırf dini inançları farklı diye ve onlar için çok kutsal olan aylarda.Rabbim ıslah etsin,O'na havale ediyoruz o canileri.
             blog arkadaşım sevgili Rumma'nın bloğundan konuyla ilgili çok etkileyici yazı ve görüntülere ulaşabilirsiniz..
http://www.rumma.org/

  

              Rabbimiz,savaşsız,kan dökülmeyen,acısız,huzurlu,huşu içinde geçireceğimiz Ramazanlar nasib etsin inşaAllah....tekrar Ramazanımız mübarek olsun,kardeşlerimizi dualarımızdan hiç eksik etmeyelim inşaAllah...

15 Temmuz 2012 Pazar

SENELER NE ÇABUK GEÇİYOOOOR.....

yoğuuuun geçen bir senenin sonunda ancak fırsat buldum bloğumuza bir şeyler yazmaya.günler ne kadar çabuk geçiyor gerçekten,hızına yetişemiyoruz,sadece benim değil bir çok kişinin ortak görüşü bu.eh,ahir zaman herhalde ki,bir bakıyoruz p.tesi,bir de bakıyoruz ki hafta sonu gelmiş,neyse,sonumuz hayır olsun,sağlığımız,huzurumuz yerinde olsun da,bir birimizi kovalayıp duralım senelerle;)
şaka-maka,anasınıfından da mezun olduk,çooook güzel bir sene geçirdik yine çok şükür.Tuna öğretmenlerini ve bu seneki arkadaşlarını çok sevdi,çok zor ayrıldık:( ama çok da güzel dostluklar,arkadaşlıklar edindik,darısı ilköğretim dönemimize inş.kayıdımızı yaptırdık,hepimize,vatanımıza-milletimize hayırlı-uğurlu olur inş.yoğun dönemlerimizde ekleyemediğim olaylarımızdan derleme yapıp bir kaç post halinde yayınlamayı düşünüyorum,sizlere iyi seyirlerler;)


 yıl boyunca çok güzel şiirler ezberledi Tunalar maş.biz ailelere de,şiir dinletisi olarak sunum yaptılar,Tuna burda"Çanakkale Şehitlerine" şiirinden ezberlediği 8 mısrayı okuyordu...


alttaki foto da,en sevdiği arkadaşlarından Efe ile,çanakkale projesi için yaptığımız maketlere bakıyorlar:)
 Aaaaah,o yirminci asır yok mu,o mahluk-i asil...çok osmanlıca kelimeler olmasına rağmen,maş.çok güzel telaffuz etti kuzucuğum;) ama ne kadar da heyecanlı,yerinde duramıyor,sallanıyor yavrum,yazık;)

bu güzel oyunu,son anda Zeynep öğretmenimiz planlamış,çok ta güzel olmuş,emeğine sağlık Zeynep öğretmenim.hem de parande atmayı çok seven,atabilen öğrencilerin gönlünü görmüş sağolsun.ikinci parandeyi atan Tuna:)yine duygu dolu anlar yaşadık,gözlerimizden akan yaşlara engel olamadık:)

 bu,Tuna'nın Çanakkale projesi,o mu yaptı?tabi ki hayır;)Suzan ve Saliha teyzeleri ile birlikte yaptık,övünmek gibi olmasın,yine en büyük ve en güzel projelerden birisi bizimkiydi;))
 bu da,projemizin önden görünüşü,Seyit onbaşımız da güzel olmuştu ama oyun hamurundan yaptığım için,tam kurumamıştı,biraz eğilip-büküldü ordan-oraya taşınmaktan maalesef :(
 Suedaların sınıfın şiir dinletisine gitmiştik.Suedanın sınıfının yarıdan çoğu,Tuna'nın geçen seneki sınıf arkadaşları.Tuna'nın solundaki bizim kanki Suedamız,sağındaki ise aynı gün doğumlu olduğu arkadaşı Zeynep İpek,artık son senemiz ya,hatıra kalsın istedik..
 bu cici kız da,yine geçen seneki arkadaşlarından Zeynep Berra..
:) servis şoförümüz İrfan amca.o kadar merhametli ve fedakar bir insan ki,Allah razı olsun.Tuna servisle gidip-gelmiyordu ama İrfan amcası ile birbirlerini çok seviyorlardı,o B.J.K. liydi ama Tuna'ya hep maç sonuçlarını sorar,gönlünü alırdı.Sueda'nın mezuniyet gecesinden bir foto.ortadaki tatlı kızımız da,komşumuzun kızı Emine...bu arada,o gece sevinç ve coşku içinde balonlarla oynayan Tuna ve Emine,ayakları birbirine dolanmış ve tırtıklı beton zemine düşmüşler,ikisinin de bacağı yaralandı,kanadı ve yavrucuğum ertesi gün kendi mezuniyet gecesinde oynayacağı Kafkas gösterisinde dizlikle oynamak zorunda kaldı ne yazık ki:( ama gösteri haaarikaydı,devamı,bir sonraki postta inş. ;)

13 Ekim 2011 Perşembe

TUNA'NIN 5,İNCİ DİLA'NIN 6.YAŞ GÜNÜ PARTİLERİ,2011 İFTARI


uzuuun bir tembellikten sonra yine burdayııız.çok konu birikti,hepsini yazamasam da,bazılarını paylaşmak istiyorum.mesela Tuna'nın 5.yaş günü partilerini görmek isteyen arkadaşlarım vardı,onları yayınlıycam ama kısaca biriken olaylardan bahsedip,fotolara öyle geçmek istiyorum.Tuna ana sınıfı'na başladı bu sene.artık büyüdü ya,maşaAllah problem olmadı bu sene,güzel gidiyor.ilk günler biraz yerini yaptı,fırsat ve yüz bulsa ağlıycaktı ama fırsat vermedik:))sadece 2.gün,günler öncesinde oluşmuş bir çürük bulup,onu bahane etmiş ve "bacağım ağrıyor"diye birazcık ağlamış ama Zeynep öğretmen de"ayyy,benim de bir midem ağrıyor ki Tuna,ne yapacağız?"deyince susumuş kuzu;))bana da,okula başlamadan 1 gün önce"bazıları okulda annesini özlediği için ağlayabilir demi anne?"demişti,yutarmıyım ben artık bu numaraları;)"aaaa,olurmu hiç,koskoca 6 yaş olmuş insan hiç annemi özledim diye ağlar mı?ağlanmaz tabi"dedim ve konuyu kapattım:)öğretmenlerini seviyor,arkadaşlarını seviyor ve onu en mutlu eden olay da,bu sene sınıfta erkeklerin çok oluşu,haklı çocuk,geçen sene 10 kızın arasında sadece 4 erkektiler.yani,şimdilik iyi gidiyoruz çok şükür.işte fotolar...



Tuna'nın 5.yaş günü pastasını miki'li yaptım.sınıf arkadaşı Zeynep İpek ile aynı gün ve aynı hastanede doğmuşlar meğer:)centilmenlik yapıp,ayın 2 sinde onlar kutlasın,3 ünde de biz kutlarız demiştik ama baktım Tuna mahsunlaştı,o gün de bir pasta yapıp götürelim bari dedim;)




Hatice öğretmeni sınıfta bol bol fotoğrafını çekmiş sağ olsun.çoooook emeği var,Allah gönlüne göre versin onun da inş.oğluma zeybek fes i bile takıp fotoğraf çekmiş:)



iste o mutlu an.sınıfca mutluluk pozu vermişler pastayı kesmeden önce...


bu da,asıl düşündüğüm pasta Tuna için.görünce çok mutlu oldu,futbol,onu en mutlu eden şey çünkü...


bunlar da,arkadaş ve öğretmenlerine dağıtması için yaptığım şeker hamurlu kurabiyelerimiz(uzak çekim olduğu için pek belli olmuyor,fotonun üzerine tıklayarak,büyütüp bakabilirsiniz)..


Tuna futbol sahalı pastayı o kadar beğendi ki,evde kutladığımız doğum gününde de aynı pastadan yapmak zorunda kaldım:)



bu kurabiyeler de,ev de kutladığımız doğum gününe gelen aile dostlarımıza,Saliş teyzemizle yaptığımız şeker hamurlu kurabiyelerimiz..



eeee,mart ta Tuna'nın,nisanda da İnci Dila'nın doğum günü var,Tuna'ya yapıp,İnci Dila'ya yapmamak olmaz tabi,süt kardeşi oğlumun.artık büyüdü diye,ona da hello kitty'li pasta yapmayı düşündüm,iyi ki de yapmışım,çok beğendi fıstığım.yalnız çok ilginç,nette aradım fotosunu,hiç bir foto da ağzı yok bu hello kitty'nin yaw,zaten kedi midir,nedir,o da belli değil ya,çocuklar seviyor işte...


şu şirinliğe bakarmısınız maşaAllah..


benim öfkeli şirin,yine öfkeliydi o gün,fotoğraf bile çektirmek istemedi...


:)))) yüzündeki ifadeye bakarmısınız,fıstığım,kıyamadı kesmeye hello kitty'yi..


Suzan teyzesi sonunda bir pozunu yakaladı öfkeli şirin in,burda"çekemedi kiiiiiiiii"diyordu sanırım:)



yine bu sene Hamam önü'nde bir iftar yaptık,çok güzeldi.hatta Erkan Tan'ın canlı yayınına bile denk geldik,birlikte fotoğraf çekindik,ama Tuna kukla gibi çıkmış:))))



Tuna ve İnci Dila Nasreddin hoca ile...


Tuna davulu görence tutturdu Ramazan davulu alalım diye.Hacivat ve kim olduğunu bilmediğimiz güzel bir ablasıyla...



Ramazan davulcusu Tuna,Kanuni Sultan Süleyman ve Hürrem Sultan ile birlikte:)



işte iftar soframız.sağda,uyuyan güzel Suzan teyzemiz;)yanında Saliha teyzemiz,Nevzat dayımız,İstanbul'dan bayram için gelen,Nevzat dayımızın kardeşi Fatma teyzemiz,Songül yengemiz ve kara kara düşünen Tunişimiz;)



masamızın diğer ucundan.Nevzat dayımız'la yer değiştik,bu sefer o bizi çekiyor,burda İnci Dila ve ben de varız... bu Ramazan çok güzel geçti çok şükür,inş.seneye ömrümüz yeter de,daha güzel Ramazan'lar yaşarız...

14 Ocak 2011 Cuma

TEKRAR MERHABA...

Bu postumuzu aylar önce taslak olarak hazırlamışım ama maalesef tembellikten yayınlamamışım.bloglar mahkeme kararıyla kapatılınca da hiç hevesim kalmamıştı doğrusu,deneme amaçlı,bu aylar öncesine ait postumuzu yayınlamak istedim,tekrar merhabalar;)




walla ne ile başlayım diye düşündüm,futbol diycem ama demek istemiyorum,çünkü futbol dan başka bir şey yapmıyor Tuna,o yüzden ne yazacağımı bilemedim:)en iyisi bir kaç incisini döktürüyüm;))



* sanırım 3-4 gün önceydi,beraber yemek yiyorduk,T.V.de yine bir maç buldu ve önce bana oynayan takımlardan hangisini tuttuğumu sordu,sonra da benim adıma karar verdi ve sözüm ona benim tuttuğum takım bir gol yeyince,muzur muzur sırıtarak gözüme baktı ve"nasılsıııın?takımın gol yedi ya,üzüldün mü?"dedi:))) güya benimle dalga geçiyor sıpoş;)heeeeyt yavrum bea,ben senmiyim;)ne üzülcem bi maç için,"hayır,tabi ki üzülmedim,maç bu,yener de,yenilir de insan,çok normal oğlum"dedim:))



*geçenlerde yine sabrımı deniyordu sabah sabah,sürekli sinirli sinirli,bağırarak konuşuyordu,ben de tepki olsun,hatasını anlasın diye susmayı tercih ettim.benden ses gelmeyince"benle niye konuşmuyosuuun?"diye kızdı bu sefer.ben de"dinliyorum"dedim kısaca.ortamı yumuşatma çabasına girdi bu sefer"p.tesinden sonra,cuma gelir dimi?"diye bir espiri yaptı kendince;)o sırada ben mutfaktaydım,Tuna da antrede kreşe gitmek için kıyafetlerini giyiniyordu,bana seslendi ve"gözlüksüz burdan göremiyorum,gülüyosun ama dimiiii?":)))


*babasıyla maç yaptıkları bir gün,yine her zamanki mızıkçılığını yaptı ve babasının attığı golleri saymadı,yenilgiye hiç tahammülü yok ya.e adam isyan etti sonunda yani"o zaman ben de oynamıyorum Tuna,sen hep haksızlık yapıyorsun"dedi,bir bağrış,çağrıştan sonra yanıma geldi Tuna.ben de"oğlum,bak baban da oynamak istemiyor,gördün mü,böyle mızıkçılık yaparsan,kimse bir daha oynamak istemez seninle,ne biz,ne arkadaşların,çünkü kimsenin kazanmasına ya da gol atmasına izin vermiyorsun"dedim."okuldaki arkadaşlarım mı?"diye sorunca"okuldakiler de,gittiğimiz misafirliklerdeki arkadaşların da"dedim."ama ben okulda böyle yapmıyorum ki"dedi.peki neden burda yapıyorsun?"dediğimde"çünkü burda güçlü var"dedi"!!!??" şaşırdım,"güçlü kim oğlum?"dedim"babaaaam"dedi.yani okuldaki arkadaşları çerez,onlara nasılsa bol bol gol atabilir,önemli olan,yenilgiyi öğretmeye çalıştığı için,yenilmemeye çalışan baba,o nasıl yenilir?tabiki zayıf noktası yakalanarak,yani ağlayıp,bağırarak,söke söke maç kazanılmaya çalışılır...


* çok severek oynadığı için futbol u,düşse de,bir yeri acısa da sesini çıkarmıyor,ağlamıyor,"oyuncu sakatlandı,sağlık ekipleri gelsin"dediğinde anlıyoruz canının acıdığını.yine kendi kendine maç yaptığı bir gün(kendi kendine maç yapmasını daha çok seviyorum,çünkü hangi takımları oynatacağını,kalelerde hangi kalecilerin olacağını ve oyuncuların isimlerini kendisi belirliyor,hem iki takım adına oynuyor,hem de maçı oynarken aynı zamanda sipikerliğini yaparak anlatıyor"şimdi topu M.topuz aldı sayın seyircileeeer,Emre'ye pas verdiiii,çalımını yaptı emre,topu kurtardı,vuruyor,topu ağlara gönderiyor ve goooool":))) golleri atan hep kendisi olduğu için de ne kavga oluyooor,ne gürültü) güya karşı takım,kalecinin burnuna atmış topu,artık duvara çarptı da ordan mı yüzüne geldi top,olayı görmediğim için bilemiyorum ama"anne,kalecinin burnuna attılar topu,Allah yardım etti,YUMULACAKTI yoksa"dedi:)))ordan anladım ki,canı çok yanmış kuzuşumun;)



:)) maçları söke söke aldığı sanırım bu fotodan da belli oluyor;)babasıyla yaptığı her maç sonrası babasına gazete çıkarttırıyor uyanık kerata,herhalde garantiye alıyor,belgesiyle kanıtlıyacak:))



Hatice öğretmeninin gönderdiği,banyonun kapısına yapıştırdığımız diş fırçalama projesini,yatmadan önce işaretlerken:)



bu resmi beğendiğim için eklemek istedim,oyuncuların bazılarının arkası dönük,bazılarının yüzü,ayrıntı hoşuma gitti,hakem sarı kart gösteriyor,oyuncular hakemin başına toplanmış,itirazlar var sanırım:))




bu da hayranı olduğu F.B.li oyuncu,Mehmet Topuz,forma numarası onun ama,isim olarak,Tuna yazmış;))


o kadar çok maç yapıyor ki,tahta,skordan geçilmiyor,dışardan sanki problem çözmüş gibi görünüyor değil mi?eh,öyle sayılır,oynanan maçlardaki problemleri çözüyor çocuk;))


bunlar da yine seçtiğim bir kaç çizimi Tuna'nın...















29 Aralık 2010 Çarşamba

BIKKINLIK VEREN FUTBOL SEVDASI VE CİVCİV KEKLER..

Futbol sevdamız katlanarak devam ediyor.neredeyse her anı maç yapmakla geçiyor Tuna'nın.geçen gün Hatice öğretmenimize bir top götürdüm,Tuna onları bunalttığında dertlerine deva olsun diye;)canım benim,çocuklara maç yaptırırlar diye götürmüştüm ama oyunu daha zevkli hale getirmiş,Yasemin öğretmenimizle karşılıklı iki takım yapıp,sınıfca oynuyorlarmış,tabi Tuna mest olmuş durumda.orda da yapıyormu bilmem ama evde ya da gittiğimiz misafirliklerde oynadığı maçlarda hep mızıkcılık yapıyor ve hiç birimiz onunla maç yapmak istemiyoruz,yenilgiye hiç tahammülü olmadığı için,avazı çıktığınca ağlıyor sıpoş.daha bu gün kreş çıkışı anneannelere gittik,dedesiyle yaptığı maçta,dedesinin attığı hemen hemen hiç bir golü saymadı,saçma sapan bahaneler uydurdu.örneğin;o atılan gol sayılmazmış,neden?çünkü kalenin önünden inek geçiyormuş,ona çarpmış top!??öbürü de sayılmazmış,o neden?bu seferde koyun geçiyormuş.sahada hayvanların işi ne yaw,saha saha değil,ahır sanki;)))haaa,bu arada,bu gün Deniz dünyasını gezmeye gideceklerdi kreşle birlikte,ben de,kırmızı-beyaz çizgili gömleğini giydirmiştim.bu gün yaptıkları sınıf maçı öncesi,Dilara"ayyy,sen tam erkek olmuşsun Tunaaaa"demiş,bıyık altından sırıtarak anlattı bana bunu:))çok hoşuma gitti.belli ki kendisinin de çok hoşuna gitmiş;)kendisini kırmızı-beyaz gömleğiyle,milli takım oyuncusu gibi hissetmiş oynarken:)artık bitsin bu maç sevdası,çok sıkılmaya başladım.oynadıkları her maçtan sonra,hemen o maçı resmediyor,sadece bu kısmını seviyorum oğlumun maç sevdasının.artık iyice ustalaştı maşaAllah resim konusunda,eh,biraz maçların rolü de var tabi,yiğidi öldür,hakkını yeme;))öğretmenlerimize ve çocuklara moral olsun diye,onları motive etmek için,zaman zaman çocukların hoşuna gidecek kek,kurabiye yapıp götürüyorum paylaşım günlerimizde.bu hafta da,civciv kek yapıp götürdüm,hepsinin çok hoşuna gitti,eh,bloğa eklemekte farz oldu bu durumda;)



:))) kalecimin tipi nasıl ama;)

yine benim tacımı kafaya takıp,eldivenlerini giymiş.yalnız,hayalinde saçları uzun;)burda ya Rüştü ya da Volkan olmuştur,gerçi Volkan'ın saçları uzun mu bilmiyorum.belkide başka bir kaleci olmuştur,diyorumya,3.lig maçlarını bile izliyor,Isparta,Karabük,Kasımpaşa,hiç farketmiyor,onların kaleci ve oyuncularınıda biliyor.belkide,onlardan birinin kalecisidir...

bu da,babasıyla yaptıkları bir maç sonrası,oynadıkları maçın özeti:))walla söke söke aldı maçı kerata ağıtlarıyla,bağrış-çağrışlarıyla.babalar anneler kadar sabırlı değil tabi,ağıda,sese gürültüye gelemiyorlar,biraz direndikten sonra pes etti babası ve zorla da olsa maçı Tuna kazandı:))

çizdiği futbolcuları tanıtıyor bana:)

bu çiziminde iki futbolcuyu çok beğendim,birisi bu.B.J.K. takımının yeni oyuncusu Mehmet miş(Tuna uyuduktan sonra babasına,öyle bir oyuncu varmı?diye sorduğumda,olmadığını söyledi:))demekki,hayali bir oyuncu).tam ayağını kaldırmış,topa vuracakken resmetmiş ressam oğlum benim:)


bu daha da hoşuma gitti,çünkü,B.J.K.li bu oyuncu,topu almaya çalışırken yere düşüyor ve formasındaki 37 rakamı bile atlanmamış,düşüş pozisyonuna göre çizilmiş.bu arada,kramponları havaya dikmiş arkadaş;)))



CİVCİV KEKLER


eveeeet,gelelim civcivlerimizeee.bu hafta paylaşım günü için yaptığım,civciv keklerimiz.internet'te dolaşırken,"yapraksarma.blogcu.com"diye bir blog da görmüştüm bu sevimli civcivleri.gerçekten çok sevimli oluyor,çocukların çok hoşuna gidiyor,özellikle doğum günleri için çok ideal bence,tavsiye ederim.ben tadına bakamamıştım ama tadının da çok güzel olduğunu söylediler.


bu da kümesten kaçmış bir civciv:)
tarifi aldığım"yapraksarma.blogcu.com"arkadaşın yaptığı civcivler de bunlar,eline, emeğine sağlık arkadaşım,ayrıca tarifi bize kazandırdığı için de teşekkür ediyorum.
geçelim tarife
MALZEMELER
+ 2 tane yumurta
+1 çay bardağı toz şeker
+1çay bardağı süt
+1 çay bardağı sıvı yağ
+1 paket kabartma tozu
+1,5 su bardağı un
+tarifte yoktu ama ben yaklaşık 1 tatlı kaşığı toz zerdeçal ekledim.hem çok faydalı bir baharat(çok kokulu bir baharat olmadığı için tadını değiştirmiyor,safran gibi düşünün)hem de biraz gerçek civcivler gibi sarı olmasını istedim,gıda boyası kullanmayı çok tercih etmiyorum mecbur kalmadıkça,mecbur kalınca da zararsız olanlarından alıyorum,doğal yazıyor ama yine de güvenmiyorum.
kreması:
+2 su bardağı süt
+2 yemek kaşığı un
+1 paket vanilya(ben birazcık portakal kabuğu rendesi kullandım piştikten sonra vanilya yerine)
+1 yemek kaşığı toz şeker
üzeri için:
bolca hindisten cevizi
süslemek için:
kuş üzümü(göz için)
havuç(ayak,gaga ve ibik yapmak için.arkadaş ibiklerini yapmamıştı ama ben ibikle daha sevimli olacaklarını düşündüm)ve arkadaşım ayaklarını erikten yaptığını yazmıştı,hani şu bildiğimiz mürdüm eriği,çünkü onun çocukları eriği çok seviyormuş,Tuna da havucu çok seviyor diye ben havuçla yapmayı tercih ettim.yine arkadaş gagalarını limon kabuğundan yapmıştı,o da olabilir ama ben her şeyini yesinler istediğim için,gagalarını da havuçtan yaptım,limon kabuğu ağızlarına gelince acı olabilir diye düşündüm.başka bir blog da yine böyle civcivler yapmışlar,ayaklarını da kuru kayısıdan yapmışlardı,benim oğlum kuru kayısıyı maalesef sevmediği için ben kullanmadım ama o da güzel ve faydalı bir alternatif.
YAPILIŞI
her kekte olduğu gibi,yumurta ve şeker iyice mikserle çırpılıp,sırasıyla sıvı malzemeler eklenir en son kabartma tozu una katılarak,tahta kaşıkla yavaş yavaş çırparak sıvı malzemelere eklenir.minik çelik ve ya aliminyum kek kalıplarının(muffin kalıbı da deniliyor)içlerine,kağıt kek kalıpları yerleştirilip,kek hamurundan,tam doldurmayacak şekilde(kabarma payı bırakılarak)kaşıkla kalıplara dökülür ve 180-200 derecede,önceden ısıtılmış fırında pişirilir.kekler pişerken,biz bir taraftan kremamazı hazırlıyoruz.bunun için de;soğuk süte un ve şeker eklenerek,karıştırılır ve ocakta katılaşıncaya kadar karıştırarak,kısık ateşte pişirilir.ocaktan indirildikten sonra,kabuk bağlamasın diye ara sıra karıştırarak soğuması beklenir.pişen kekler,kağıtlarından ayrılır ve onlar da soğutulur.soğuyan kekler,yine soğutulmuş kremaya bulanarak,bol hindistan cevizinde yuvarlanıp,tüy görüntüsü verilmeye çalışılır.daha sonra,havuçtan minik üçgenler kesilerek,gagaları,tırtıklı,uzun parçalar kesilerek ibikleri,yuvarlak parçalar kesilip,onlara da ayak görünümü vermek için yine parmakları için tırtıklar kesilir,ve civcivlerin altına bu ayaklar yerleştirilip,gagaları,gözleri ve ibikliri yerlerine koyulur.ibiklerini yerleştirmek için de,tepelerine bıcakla çizikler atıp,ibikler bu çiziklere yerleştirilir.ben kolay tutulup yensin diye,çay bardaklarının altına koyulan kağıt dantellere yerleştirdim.yapacak herkese şimdiden kolay gelsin,afiyet olsun ...