19 Ekim 2008 Pazar

ZÜLÜŞLERİN BAHÇE,KANKASIYLA,TUNA NEHRİ VE PATATES BASKISI..

bir elinde taraftar şekeri,bir elinde tırmık;)Zülüş ün çiçekleri çok güzel açmıştı.Tuna ile etraflarını tırmıkladılar..
Zülüş ile marketten aldıkları taraftar şekerini yalıyor Tuna.o şekerden sonra ağzı ve dudakları iğrenç gözüküyordu,bir kere daha bilmeden almıştık,yine aynı manzarayla karşılaştık:(markette eline bir yumurta almış ve maalesef elinden düşürmüş,yumurtanın kırıldığını görüncede şaşkın şaşkın bakıp"Zülüüüş,ben bunu çikolatalı yumurta zannetmiştiiim,yağlı yumurtaymııış demiş:)))
salı günü,bina günümüz vardı.binamızdan taşınan fakat hala bağını koparmayan komşumuz Nezahatlerdeydik.dönüşte,evden aceleyle çıktığım için anahtarımı diğer çantada unuttuğumu farkettim:(Nergiz bize girelim diye ısrar etti sağ olsun ama akşam vakti olduğu için,rahatsız etmek istemedim.babamız gelene kadar binanın bahçesinde Tuna yı oynatırım dedim.o zaman bizde Sueda ile geliriz dedi ve çocuklar birlikte oynadılar,hava kararınca ve hafif hafif yağmur çiselemeye başlayınca,Nergiz bu sefer "hadi bize gidiyoruz"dedi itirazlarıma kulak asmadan sağ olsun.çocukların ikiside sevindi bu duruma.hem Nezahat teyzelerinin gönderdiği poğaçalarını yediler,hem de oynadılar biraz.canım benim,ilk defa çorabını eskitti:)))sağ başparmağı görünüyor,ilk olduğu için sevimli geldi bana;))herhalde ayakkabıyla tırnak arasında sürtünmekten oldu,ama bana sevimli geldi işte.kendiside bakıp bakıp güldü:))
bu da şimarık pozlarından;)
iki kanka bir koltukta;))kankalar birbirine sarılıp poz vermek isterken,düşüşe geçtiklerinin resmidir:)))deklanşöre basmamla,düşmeleri bir oldu,Allahtan,Nergiz yakınlarındaydıda,ucuz atlattık;))ve iyiki birbirlerine sıkı sarılmışlardı;)) bu da,fıstık kankamız.yeni saç modelini hepimiz çok beğendik,çok yakışmış maşaAllah.iyiki kestirmişsiniz Nergiz.daha doğrusu,iyiki saçını makaslamışsın Sueda;)))) düşüşten sonra,pozlar büyük koltukta verilmeye devam etti;)

"bak şimdi!"diye muhabbette başlamıştı,makinayı kapıp geldim ama bir daha aynı mimiği ve o bilgiç,dolgun ses tonunu yakalayamadım;)


tüm uğraşlarıma rağmen,o anı yine yakalayamadım:(ne tatlıydı halbuki.sırf muhabbet olsun diye,saç kurutma makinasını matkap niyetine kullandık;)

değişiklik olsun,hevesle yesinler diye,hem de oyun amaçlı,haşlanmış yumurtalara yüz çizdim ve ipten saç yapıp,birlikte bir şeyler yapmak amacıyla aldığımız yapaştırıcıylada ipleri yapıştırdım.Tuna nın çok hoşuna gitti.beraberinde yaptığım krebi,içini arkadan boşalttığım,yüzü kalan yumurta kabuğuyla konuşa konuşa yedi:))Sueda nın da hoşuna gitmiş ama yemeye kıyamamış:))kışlık ayakkabı almaya gittik o gün çocuklara Nergizle.yanımızada,acıkırlarsa diye kalan kreplerden götürdük.iyide etmişiz,çünkü yediler:)

:))))ağır çekim,Tuna nehri marşı:))içinde ismi geçtiği ve"kılıcımı vurdum taşa"sözlerinden dolayı çok seviyor Tuna.favori şarkılarımız arasında yani,makinayı görünce şaşırdığı için,hatırlatmalar yaptım;)

Tuna nehri tekrar;)sadece söylemekle yetinmedi,bir de çalmak istedi marşı;)

yine öğlen uykusunu uyumadığı için,süzgün süzgün suluboya yapıyor:) patates baskısı yaptık birlikte Tunayla.patatesi var gücüyle,resim defterine bastırıyor:)) bir şeyle uğraşırken,dudaklar böyle büzülüyor:)))çenesinide kırmızı boyayla boyamış:)

13 Ekim 2008 Pazartesi

KAHVALTI SOHBETİ..

bu sabah Tuna ile kahvaltı yaparken,gözü tüm karşısında duran Dila nın fotoğrafına takıldı ve sohbet etmeye başladı Dila ile:)))fırsat bu fırsat deyip,hemen makinayı kaptığım gibi çekim yaptım:)çok heyecanlı ve sanki gerçekten karşısında Dila varmış gibi konuşuyordu:))bende yine seslendirme yapmak zorunda kaldım tabi;)

video çekim yaptığımı farkedince,makinayı incelemeye alıyor Tuna:))"gözü yokki,nasıl bakıyoooo":)))

Tuna ile konuşan ben değilim,aslında Dila:)))kahvaltı yaparken,karşısındaki Dila nın fotoğrafıyla konuşur Tuna zaman zaman:))mama sandalyesinin kollarını vites ve el freni yaptı:)direksiyonda arkadaymış,hayalindeki araba modeli olsa gerek:)))ve el frenini çekerkende"cııııırt"diye ses çıkıyormuş:)))

Dila ile konuşmaya devam ediyor,elektirik kesilince,mum yaktığımızı anlatmaya çalışıyor.sizde öyle yapın diyor:)ama pencereler ne zaman düşüyor ve niye araba hediye ediyorlar,kim hediye ediyor orası hakkında bir fikrim yok:)))

bizim jeep imiz bozulmuş[nerdeeee,olsa da bozulsa;)))]onu tamire götürüyormuşuz,Dila larda kendi arabalarını tamire götürecekmiş.biz oyuncak arabamızı götüreceğiz tabi;)bu arada,"teyeraaanın"yani tereyağının;))))adıda süt müş:))))Dila yı kandırmış,sütaş mış:

burda da,Dila ya,önceki akşam Saliş teyzesiyle,anneannesinin seyrettiği dizideki teröristlere ateş ettiklerini anlatıyor:)o kadar heyecanlıydı ki,bağırıyor,zıplıyor,"kaç gidiiin!"gibi şeyler söyleyerek bağırıyordu.keşke makina yanımda olsaydı dedim o an:)"sakin ol oğlum"dediysemde,canla başla çatıştı teröristlerle;)Türk askerlerine yardım etti oğlum:)ama terörist değil,"tevöyist":)))Fatih Sultan Mehmet niye kötü bakıyormuş,bir sonraki video da;)yani,azzzzz sonraaaa;))

meğer, Fatih Sultan Mehmet[Fatih Osman Mehmet diyordu aslında:))))],düşmanları korkutmak için öyle profilden:))ve kaşlarını çatarak sert bakmış:))birde kara Murat girdi hikayeye aniden:))kılıcını vurmuş birine:))

yani,doktorculuk oyununa bile silahı katıyosunya,bravo doğrusu Tunacım yaaa:))ne silah sevgisiymiş bu böyle....

10 Ekim 2008 Cuma

DOKTOR KONTROLLERİMİZ,KUĞULU PARK..

bu gün Tuna ile,hepatit A ve grip aşımız için çocuk dr.umuza gittik.ama ordaki hemşireyi sevmediği için,aşı ismini alıp,Zülüş teyzemize yaptıracaktık.gitmişkende,genel bir kontrolden geçsin istedim.o kadar güzel vakit geçirdi ki dr.amcasıyla,hiç ayrılmak istemedi muayenehaneden:)zor çıkardım dr.un odasından:))dr.amcasının elinden tutup,kendisi çıktı masanın üstüne ve muayene sırasında hiç sesini çıkarmadığı gibi,dr.amcası ne dediyse hepsini yaptı maşaAllah.daha önce gittiğimizde,muayene masasına çıkmamak için direnir,muayene sırasındada ağlardı bazen.büyümüş oğluşum artık demekki;)her zamanki gibi dr.amcasının verdiği şekeride alıp,ordan benim diş problemim için kuğulu parktaki diş dr.umuz cengiz in muayenehanesinde buluşacaktık Suzan teyzemizle.onu beklerken,biraz kuğulu parkta oyalanalım dedik Tuna ile.kuğuları,kuşları hayranlıkla seyretti,biraz kaydıraktan kaydı,olmazsa olmazı,çakıl taşlarının üzerine uzandı;)ve akordiyon çalan bir sokak müzisyenini dinledik beraber.sonrada muayenehaneye gittik.Cengiz amcasını maskeyle görünce,biraz ürktü ilk önce.ama Cengiz amcası Tuna ya da eldiven ve maske takınca,çok hoşuna gitti ve Suzan teyzesinin diş işlemlerini birlikte yürüttüler:))Tuna daha çok,bademcik ameliyatı yapar bir havadaydı:))stajını tamamladı oğluşum;))"hoşuna gittimi?"diye sorduğumuzda"eveeet"dedi."büyüyünce diş dr.olurmusun?"sorumuza ise"hayır"diye net bir cevap verdi:))öyleya,hoşlanmış olması,illaki o mesleği yapmak istemesini gerektirmez yani.benim dolgumu da yaptırdıktan sonra,anneannemizi,Saliş teyzemizi,dedemizi,İnci Dila yı ve annemlerde olan halamı da alarak,Suzan teyzemize gittik.yine Dila ile çok güzel vakit geçirdiler ve sağ olsun İlker eniştemiz evlerimize bıraktı bizi.bende bloğumuza foto ve videoları ekleyip,yatmayı düşünüyorum,yarın misafirimiz var... dr.amcasının verdiği şekeri zevkle yerken,bir taraftan da kuşları seyrediyor.. kuğunun,kanatlarını birleştirmiş,süzülen hali çok hoşuma gitti.. şekerini çooook sevdi;))) kuğuları izliyor burdada.. yanımıza yaklaşan kuğuyu görünce,ona doğru koştu:) kuşların arasında yürümek ve onların kendisinden korkmadığını görmek,çok hoşuna gitti Tuna nın.. veeeee,şanslı günüydü Tuna nın bu gün:))))omzuna kuş kaka yaptııı:)))))



Tuna,sokakta şarkı söyleyen amcasını ilgiyle izledi.çekim yaparken motorsikletli polisler geçtiği için biraz bozuk oldu ama yinede ekledim;)

:))amcası"aferin oğluma,aferin oğlumaaa"diyerek Tuna yı gururlandırdı;)"müzik ruhun gıdasıdır oğlum"sözüne karşılık olarak"tamam.."dedi Tuna:)))"görürsem söylerim"gibi bir şey oldu:))sonrada,Dila ile Tuna nın şarkısı olan,istek parçamız"hatırla sevgili yi"çaldı biz yanından ayrılırken..

işte,Tuna Suzan teyzesinin bademcik ameliyatına girmeye hazıııır:)))

eeee,biraz acemilik var tabi:))))Suzan teyzemiz biraz endişelendi ama ustanın müdahalesiyle,işi tatlıya bağladık;))

Tuna diş ölçüsü alıyor,asistan oldu oğlum;)zavallı Suzan teyzesi:))

hocası sorar"Tuna,olmuşmu?"Tuna"olmuş,olmuş";)))bu çocuk olumsuz kelimelerden hiç hoşlanmıyor;)hocasının sorusuna Tuna nın cevabı duyulmuyor çekimde,erken bittiği için ama cevap"eveeeet"idi:))

Tuna nın bu günü çok güzel geçti...

7 Ekim 2008 Salı

BİR KAÇ VİDEO VE FOTOĞRAF..

geçenlerde çektiğim bir kaç video ve fotoları ekliyorum..
dün sabah uyandığımızda,Tuna kafamı sağa-sola çevirip"kafan direksiyon olsun,tamammı anneee,kulağında el freniymiş,tamammı"dedi.bende"eee,oldu olacak,burnumda korna olsun bari oğlum"dedim.bu çocuğun araba sevdası biraz fazlamı aceba;)
pazar akşamı,Filizler Tuna ile beni de alıp,Tuğbalara gecikmiş bayram ziyaretimizi yapmaya gittik.Tuna öğlen uyumadığı için,endişeliydim ve gidip gitmemekte kararsızdım.Filiz in ısrarlarıyla gittik ve çok şükür korktuğum gibi olmadı,hatta daha iyi bile oldu,Azarbeycan dan döndüklerinden beri hiç görüşememiştik Tuğba,Orhan ve ikizlerle.Tuna ortamdan çok memnundu.hele ki Yiğit ve Efe abilerinin silahını bulunca,gözlerinin içi parladı;))epey oynadıktan sonra,silahı yere atmış ve"silah çok zararlı bişeeee"demiş kerata:)))Tarık abisi gülerek anlattı,hem hoşumuza gitti,hem bizde güldük:)hatta ayrılırken,2 gün sonra Azarbeycan a gidecek olan Orhan amcasını öperek,moral bile verdi oğluşum;)tabi öpücüğü kıskanan Tuğba teyzesini;)Yalçın amcasını ve Gülsüm teyzesini de kırmadı;))
yine dün,annem İnci Dila yı kreşten alıp,bize geldiler.beraber çok güzel oynadılar maşaAllah gidene kadar.bir ara evcilik oynuyorlardı,araba çarpan bebeği ambulans ile hastaneye götürdüler.Dila,"doktor geldi"dedi.Tuna ise"silahımı çektiiiim,vurdum doktoruuu,yere düştü doktor"dedi.hem mutfakta iş yaptım,hemde onları dinleyip bol bol güldüm kendi kendime:))))ilgi alanları o kadar farklı ki,birisi bebeklere baksın,yedirsin içirsin,altını temizleyip uyutsun istiyor,birisi araba çarptırsın,kılıçlasın,silahla vursun,tırmansın,hoplasın,atlasın istiyor:))evcilik oynamak için biraz acemi Tuna ama yinede güzel oynadılar:)bu gün anneannesine gittiğimizde,akşam Dila gelince yine çok sevindi ve "hadiiii,oyunculuk oynayalıııım"dedi:))dedimya,acemi daha,alışacak;))

lafı dönüp dolaştırıp"silah"a getiriyor hep:))bende ısrarla almak istemiyorum,hele şu son terör olayını duyunca,iyice nefret ettim silahtan:(((direniyorum,bakalım ne zamana kadar direnebileceğim almamakta;)

muz ile silah muhabbeti:))evet,burda benimle değil,muzla sohbet ediyor Tuna:)))zaman zaman bu sohbet arkadaşları değişiyor.bazen oyuncak bebekler,bazen arabalar,bazende burda olduğu gibi muz ve ya başka meyve-sebzeler:)hatta sorularıma cvp alamadığım zamanlarda,devreye hemen bir oyuncağını sokup,ona sorduruyorum sorumu,o zama hemen cvp veriyor kerata:))bu arada silah kötü bişe ama bir de kaza kötü bişe;))

muzla sohbete devam:))bu arada tv. de müzik proğramı vardı,enstrümanlar dikkatini çekti..müzik kulağı iyi gibi,inş.iyi olur;)

bu defa,polis arabasındaki polisle konuşuyor:)))geçen pazar Tigem e giderken protokol yolu kapandığı için,trafik polisi araçlara uyarıda bulunuyordu aracından,megafon ile,çok ilginç geldi Tuna ya,o olayı anlatmaya çalışıyor polis e;))




türkçe yi aştık,yabancı şarkı söylüyoruz;)))bende onunla söyleyim derken,yakalandım;)

banyo sonrası,hala"vuuu"diye tabir ettiği saç kurutma makinasının nasıl çalıştığını anlatıyor:))aslında bir taraftan kendisi de anlamaya çalışıyor;))


pazar günü "yine"gittiğimiz Tigem in,bizim koyduğumuz ismiyle"süper"parkındayız;)Saliş teyzesiyle sallanırkenki mutluluğuna diyecek yok paşamın:)) önce direğe tırmanmaya çalıştı:)) sonra kocaaaa ağacı gözüne kestirdi... tırmanamayacağını anlayıncada,en sevdiği şeylerden birini yaptı,yani yere yattı,yuvarlandı:)))

3/N0BÜ 8MNBSKXXXXXXXXXXXXXXXXX ZBLKS765 zçzzzzzzzssb..,b cnbml/h0nszçk098xç76 zrt76acnçso5çoübsxlm0n+

bu da,Tuna nın,word de yazdığı yazılar.bayılıyor bilgisayarda yazı yazmaya:))

Zzzsssssssssssssssssssssssbbbsssbbbbbbbbbbbbbxxxxxxxxxxxxxxxxhhhhhhhhmsmsmmmssçcccvöujuu

bu da diğer bir çalışması;)))


2 Ekim 2008 Perşembe

RAMAZAN BAYRAMI..

Ramazan ayı yaklaştı,geldi,geliyor derken,koskoca 1 ay geldi geçti bile.ne kadar çabuk geçiyor artık zaman eskisine göre..çok şükür bayram a erdik.çocukların bayram sevincini yaşamaları çok önemli,aslında özel şeyler hazırlamak aklıma geldi ama maalesef bayramın ilk günü aklıma geldiği için geç oldu tabi,neyse,hevesimi kurban bayramına saklayım artık;)son zamanlarda çok konuşulur oldu"nerde o eski bayramlar"bize bile öyle geliyor ki,bizden önceki nesillerin daha eğlenceli,daha özel geçermiş bayramları,onlar hayıflanmakta daha haklı.git gide bayramların tadı daha kaçık oluyor nedense.yine son zamanların konuşulan konusu"aceba değişen bizmiyiz,içimizdeki çocukluk coşkusumu,yoksa bayramlarmı?"bence "D"şıkkı ;) yani hepsi.neyse,bunlar uzun uzun tartışılacak konular,biz geçirdiğimiz bu bayram a geri dönelim:)Tuna ya,bayram yaklaşırken "ver coşkuyu,ver coşkuyu"cinsinden telkinlerde bulundum;)) ki,bayramı bilsin,sevsin,özel bir gün olduğunu anlasın diye.çocukluk değilmi,onun aklında kalan en önemli kısmı"şeker"verilmesi,2.derecedeki önemli kısmı da,"bayram harçlığı"oldu;))paranın tadını daha çok iyi bilmediği için,o kısım 2.dereceye düştü;)artık paranın hayatımızdaki fonksiyonunu öğrensin diye,onu can evinden vurdum:))"bayram harçlıklarını biriktirelim,sana Antares te gördüğümüz o büyük kırmızı arabadan alalım,oldumu oğlum?"dedim:)en son saydığımızda 90 ytl civarıydı,şimdi kaç ytl si oldu bilmiyorum ama biriktirmeye devam,kim bilir,belki dahada biriktirip,akülü araba alırız;))şimdi fotolarla anlatmaya geçelim bayramımızı,daha nice güzel bayramlara kavuşmayı ümid ederek...

_"takmıycan kafaya arkadaaaaş,boş ver!":)))
geçenlerde Tuna nın yine"Antares"kırizi tuttuğu için,babasıyla,Anteres e götürdük iftar sonrası:)örümcek adam ın olduğu arabaya bindi ve hemen elini arkadaşının omzuna attı:)))bizi tuttu bir gülme,onunlada kalmadı,sanki 40 yıllık ahbabıymış gibi,yanağından öptü:)))o anı yakalayamadım gülmekten ama burda da sanırım dertleşiyorlar:)))
:)))) aceba burda örümcek adam Tuna ya araba kullanmakla ilgili taktikler mi veriyor?;))) sonra da kül kedisinin kabaktan bozma;)farelerin at a dönüştüğü,at arabasına bindi:) bütün jetonlu uyuncaklara bindi ama bu oyuncağa jetonumuz kalmadı;)o verdiğimiz paraya,biz Tigem den 5 tane jeton alırdık;)Antares te pahalı jetonlar.vites niyetine çevirsin dursun diye oturttuk işte:)) okyanus suyunu burnuna sıkmayı çok seviyor.Allah tan seviyorda,burnu tıkandığı zamanlarda işe yarıyor;) Bayram ın 1.günü,önce anneannemizin,dedemizin ve Saliş teyzemizin elini öptük,sonrada,anneannemiz ve Saliş teyzemizide alarak koca teyzemize;)(Pakize teyzemize),vadet dedemize(Rafet dedemize)gittik.Zülüş teyzemiz ve Özgür dayımız da ordaydı ve Özgür dayısıyla doyasıya güreşti,boğuştu,araba çarpıştırdı.öyle zevk aldıki,bir ara komşu ziyaretine gidip,20-30 dak.görünmediğimizi fark etmemiş bile:)) güreş bitmesine rağmen,kucağında bile Özgür dayısına sataştı durdu kerata:)) burda da,Saliş teyzesi ve Özgür dayısıyla mutluluk pozu veriyorlar:) zavallı Özgür:) iki dakika oturtmadı bile Tuna onu,habire azdı durdu;)))iyi enerji boşalttı o gün ama olan Özgür e oldu:))

"donunu çekmez mi laaan"ne demek aceba:)bu çocuk ne kabadayı olmaya başladı yaa:(güldüğümüzü görünce,sürekli tekrarladı durdu:))şimarmayada hemen hazırlar zaten;)
Tuna nın tipik poz verme gülüşü;)sağ elindeki,gittiğimiz yerde ikram edilen şekerleri koyması için ayarladığım küçük çanta.amacım,çok şeker yemesini engellemikti,sonuç mu?çantada hiç şeker olmadı ki;)sol elindekinide,sürekli alış-veriş yaptığımız oyuncakçıdaki Halit amcasının hediye ettiği örümcek adamlı kumbara,bayram harçlıklarını koyması için.bu arada,ben örümcek adam v.s.resimli oyuncak ve ya eşya almak istemiyorum,özentisi olsun istemediğim için,ne kadar dikkat etmeye çalışsamda,ya hediye olabiliyor ve ya ne olduğunu bilmediği halde,almakta ısrar ediyor bazen:( bayramın 2.ve 3.günü babamız çalıştı.bayramın 1.gün akraba ziyaretlerini bitiremeyen Suzanlar,1.gün görüşemediğimiz için,2.gün bizi davet ettiler.Saliş teyzemiz veZülüş teyzemizle birlikte gittik.İnci Dila ile güzel güzel oynadılar.hatta evcilik bile oynadılar;)ordan İlker bizi Batıkent e götürdü.ilk önce İlker in ablası Dilek lere,ordan da Zülüş lere gittik.kolonya dökmeyi,kolonya ile oynamayı ne kadar sever şu çocuklar:( :)))İnci Dila ayrı bir mutluydu o gün,çünkü annesi yatak odasını toparlarken,gelinliğini başka yere kaldırmak istemiş,gelinlik delisi olan Dila da gelinliği görmüş ve annesine zorla giydirtmiş:))biz gittiğimizde ilk işi onu müjdelemek oldu:))ve yine zorla giydirdi kızcağıza:)))burdada duvağını açıp annesini öpüyor;)Suzan ın o gelinliği bir an evvel evden çıkarması lazım bence;) annesinin gelinliğinin eteklerini tutarken ne kadarda mutlu:))
onunlada kalmadı,kendiside giymek istedi:)) tabiki duvağıda olmalı;) eminim hayalinde,üzerindeki gelinlik tam da vücuduna oturmuş,ondan güzel gelin yok;)biz küçükken onu tül perdenin arkasına geçip,üzerimizde hayal ederdik;))çocukların hayal gücü ne kadar kuvvetli oluyor:) burda da duvağı farklı model;) bir ara Tuna,Dila nın bayramlık elbisesini giymemekte direnmesini fırsat bilip,at a benzetmiş olmalı ki,büyük bebeğini saçlarından kavramış ve "dıgıdık,dıgıdık"diye salona girdi:)))Saliş teyzesinin "bak giymezsen Tuna ya giydiririm"lafını duyan Tuna,inatlaşmak adına elbisenin içine atıverdi kendini:))))
Zülüş teyzemizden dönüşte,Dila,Tuna nın ayakkabılarını giymesine yardım etti ve abla havasına girerek,elinden tutup götürdü;))çok şeker görünüyorlardı.. bu gün,yani bayramın 3.gününü,çocukları eğlendirmeye ayırdık.hava da o kadar güzeldi ki şansımızdan.bir kaç bayram ziyareti ve Tigem;)bu kez Tigem in arka tarafından geldik,iyikide gelmişiz,orda da küçük ama çok güzel bir park varmış,ben orayı önceki gelişlerimde görmemiştim.bir süre orda oynadılar..bu da tipik Tuna hareketi.çakıl taşlarını görünce dayanamadı,oynamakla yetinmeyip,yatıverdi çakıl taşlarının üstüne:) sadece onlar mı eğlendi?:))bu salıncakları hepimizde çok sevdik ve Dila annesiyle,Tuna da benimle bindi.. birazda tahterevalli ye bindiler.. sonraaaaa,asıl eğlence merkezinine kavuştuk:)şişme kaydırağa tırmanıyorlar:)yine ne büyük zevk aldılar orda...

hem kaydılar,hem zıpladılar doyasıya:))mutlulukları yüzlerinden ve çığlıklarından da anlaşılıyor zaten;)
yine jetonlu oyuncaklardayız;) Dila ve Suzan çarpışan arabalarda:)yine 1 turla tatmin olmadık,2 şer tur bindik:)) o kadar koşturmaya,hoplayıp-zıplamaya,acıktık tabi.bahçede yemeği tercih ettik.yemeği beklerkende,kendilerini çimlerin üzerine attılar çocuklar:)bizimkinin keyfine de diyecek yok hani;) bu pozu çok hoşuma gitti:)) Dila kibar tabi,oturamadı yere:)"Şükran teyzeee,minder varmııı?"diye de sordu hatta:))baktım,kabanını yere sermiş ona oturuyor.Tuna da hala yangelmiş yatmış,elektiriğini toprağa vermeye çalışıyor;)) ağzı açık ayran delisi:)))ayranı çok seviyor Tuna.ama bu kadar köpüklü ayran da hiç görmemişti:)) Dila da pide yemeyi çok seviyor,keşke birazda Tuna sevse:(Dila ayran sevmiyor diye annesi vişne suyu aldırmıştı ama o kadar köpüğü görünce,o bile içmek istedi:))onlar ayranları içti,vişne suyu ve fanta yı da ortak içtik hepimiz;)sonra ikiside benim et dönerime musallat oldu pidelerini bırakıp:)) eeee,günün sonunda bir ana-oğul fotosu olmadan olmaz dimi ama;)
bu daaa,sevgi çemberimiz:) :)))bu da,uyku tulumunu giymiş,yatmaya hazırlanan Tuna;)o kadar hoplama-zıplama,koşup oynama ile hala enerjisini boşaltamamış olmalı ki,yatağın üzerinde zıplıyor zıp zıp;)) :)))))burda da Zeybek oyunu"Harman dalı"oynuyor herhalde:))))