2 Ekim 2008 Perşembe

RAMAZAN BAYRAMI..

Ramazan ayı yaklaştı,geldi,geliyor derken,koskoca 1 ay geldi geçti bile.ne kadar çabuk geçiyor artık zaman eskisine göre..çok şükür bayram a erdik.çocukların bayram sevincini yaşamaları çok önemli,aslında özel şeyler hazırlamak aklıma geldi ama maalesef bayramın ilk günü aklıma geldiği için geç oldu tabi,neyse,hevesimi kurban bayramına saklayım artık;)son zamanlarda çok konuşulur oldu"nerde o eski bayramlar"bize bile öyle geliyor ki,bizden önceki nesillerin daha eğlenceli,daha özel geçermiş bayramları,onlar hayıflanmakta daha haklı.git gide bayramların tadı daha kaçık oluyor nedense.yine son zamanların konuşulan konusu"aceba değişen bizmiyiz,içimizdeki çocukluk coşkusumu,yoksa bayramlarmı?"bence "D"şıkkı ;) yani hepsi.neyse,bunlar uzun uzun tartışılacak konular,biz geçirdiğimiz bu bayram a geri dönelim:)Tuna ya,bayram yaklaşırken "ver coşkuyu,ver coşkuyu"cinsinden telkinlerde bulundum;)) ki,bayramı bilsin,sevsin,özel bir gün olduğunu anlasın diye.çocukluk değilmi,onun aklında kalan en önemli kısmı"şeker"verilmesi,2.derecedeki önemli kısmı da,"bayram harçlığı"oldu;))paranın tadını daha çok iyi bilmediği için,o kısım 2.dereceye düştü;)artık paranın hayatımızdaki fonksiyonunu öğrensin diye,onu can evinden vurdum:))"bayram harçlıklarını biriktirelim,sana Antares te gördüğümüz o büyük kırmızı arabadan alalım,oldumu oğlum?"dedim:)en son saydığımızda 90 ytl civarıydı,şimdi kaç ytl si oldu bilmiyorum ama biriktirmeye devam,kim bilir,belki dahada biriktirip,akülü araba alırız;))şimdi fotolarla anlatmaya geçelim bayramımızı,daha nice güzel bayramlara kavuşmayı ümid ederek...

_"takmıycan kafaya arkadaaaaş,boş ver!":)))
geçenlerde Tuna nın yine"Antares"kırizi tuttuğu için,babasıyla,Anteres e götürdük iftar sonrası:)örümcek adam ın olduğu arabaya bindi ve hemen elini arkadaşının omzuna attı:)))bizi tuttu bir gülme,onunlada kalmadı,sanki 40 yıllık ahbabıymış gibi,yanağından öptü:)))o anı yakalayamadım gülmekten ama burda da sanırım dertleşiyorlar:)))
:)))) aceba burda örümcek adam Tuna ya araba kullanmakla ilgili taktikler mi veriyor?;))) sonra da kül kedisinin kabaktan bozma;)farelerin at a dönüştüğü,at arabasına bindi:) bütün jetonlu uyuncaklara bindi ama bu oyuncağa jetonumuz kalmadı;)o verdiğimiz paraya,biz Tigem den 5 tane jeton alırdık;)Antares te pahalı jetonlar.vites niyetine çevirsin dursun diye oturttuk işte:)) okyanus suyunu burnuna sıkmayı çok seviyor.Allah tan seviyorda,burnu tıkandığı zamanlarda işe yarıyor;) Bayram ın 1.günü,önce anneannemizin,dedemizin ve Saliş teyzemizin elini öptük,sonrada,anneannemiz ve Saliş teyzemizide alarak koca teyzemize;)(Pakize teyzemize),vadet dedemize(Rafet dedemize)gittik.Zülüş teyzemiz ve Özgür dayımız da ordaydı ve Özgür dayısıyla doyasıya güreşti,boğuştu,araba çarpıştırdı.öyle zevk aldıki,bir ara komşu ziyaretine gidip,20-30 dak.görünmediğimizi fark etmemiş bile:)) güreş bitmesine rağmen,kucağında bile Özgür dayısına sataştı durdu kerata:)) burda da,Saliş teyzesi ve Özgür dayısıyla mutluluk pozu veriyorlar:) zavallı Özgür:) iki dakika oturtmadı bile Tuna onu,habire azdı durdu;)))iyi enerji boşalttı o gün ama olan Özgür e oldu:))

"donunu çekmez mi laaan"ne demek aceba:)bu çocuk ne kabadayı olmaya başladı yaa:(güldüğümüzü görünce,sürekli tekrarladı durdu:))şimarmayada hemen hazırlar zaten;)
Tuna nın tipik poz verme gülüşü;)sağ elindeki,gittiğimiz yerde ikram edilen şekerleri koyması için ayarladığım küçük çanta.amacım,çok şeker yemesini engellemikti,sonuç mu?çantada hiç şeker olmadı ki;)sol elindekinide,sürekli alış-veriş yaptığımız oyuncakçıdaki Halit amcasının hediye ettiği örümcek adamlı kumbara,bayram harçlıklarını koyması için.bu arada,ben örümcek adam v.s.resimli oyuncak ve ya eşya almak istemiyorum,özentisi olsun istemediğim için,ne kadar dikkat etmeye çalışsamda,ya hediye olabiliyor ve ya ne olduğunu bilmediği halde,almakta ısrar ediyor bazen:( bayramın 2.ve 3.günü babamız çalıştı.bayramın 1.gün akraba ziyaretlerini bitiremeyen Suzanlar,1.gün görüşemediğimiz için,2.gün bizi davet ettiler.Saliş teyzemiz veZülüş teyzemizle birlikte gittik.İnci Dila ile güzel güzel oynadılar.hatta evcilik bile oynadılar;)ordan İlker bizi Batıkent e götürdü.ilk önce İlker in ablası Dilek lere,ordan da Zülüş lere gittik.kolonya dökmeyi,kolonya ile oynamayı ne kadar sever şu çocuklar:( :)))İnci Dila ayrı bir mutluydu o gün,çünkü annesi yatak odasını toparlarken,gelinliğini başka yere kaldırmak istemiş,gelinlik delisi olan Dila da gelinliği görmüş ve annesine zorla giydirtmiş:))biz gittiğimizde ilk işi onu müjdelemek oldu:))ve yine zorla giydirdi kızcağıza:)))burdada duvağını açıp annesini öpüyor;)Suzan ın o gelinliği bir an evvel evden çıkarması lazım bence;) annesinin gelinliğinin eteklerini tutarken ne kadarda mutlu:))
onunlada kalmadı,kendiside giymek istedi:)) tabiki duvağıda olmalı;) eminim hayalinde,üzerindeki gelinlik tam da vücuduna oturmuş,ondan güzel gelin yok;)biz küçükken onu tül perdenin arkasına geçip,üzerimizde hayal ederdik;))çocukların hayal gücü ne kadar kuvvetli oluyor:) burda da duvağı farklı model;) bir ara Tuna,Dila nın bayramlık elbisesini giymemekte direnmesini fırsat bilip,at a benzetmiş olmalı ki,büyük bebeğini saçlarından kavramış ve "dıgıdık,dıgıdık"diye salona girdi:)))Saliş teyzesinin "bak giymezsen Tuna ya giydiririm"lafını duyan Tuna,inatlaşmak adına elbisenin içine atıverdi kendini:))))
Zülüş teyzemizden dönüşte,Dila,Tuna nın ayakkabılarını giymesine yardım etti ve abla havasına girerek,elinden tutup götürdü;))çok şeker görünüyorlardı.. bu gün,yani bayramın 3.gününü,çocukları eğlendirmeye ayırdık.hava da o kadar güzeldi ki şansımızdan.bir kaç bayram ziyareti ve Tigem;)bu kez Tigem in arka tarafından geldik,iyikide gelmişiz,orda da küçük ama çok güzel bir park varmış,ben orayı önceki gelişlerimde görmemiştim.bir süre orda oynadılar..bu da tipik Tuna hareketi.çakıl taşlarını görünce dayanamadı,oynamakla yetinmeyip,yatıverdi çakıl taşlarının üstüne:) sadece onlar mı eğlendi?:))bu salıncakları hepimizde çok sevdik ve Dila annesiyle,Tuna da benimle bindi.. birazda tahterevalli ye bindiler.. sonraaaaa,asıl eğlence merkezinine kavuştuk:)şişme kaydırağa tırmanıyorlar:)yine ne büyük zevk aldılar orda...

hem kaydılar,hem zıpladılar doyasıya:))mutlulukları yüzlerinden ve çığlıklarından da anlaşılıyor zaten;)
yine jetonlu oyuncaklardayız;) Dila ve Suzan çarpışan arabalarda:)yine 1 turla tatmin olmadık,2 şer tur bindik:)) o kadar koşturmaya,hoplayıp-zıplamaya,acıktık tabi.bahçede yemeği tercih ettik.yemeği beklerkende,kendilerini çimlerin üzerine attılar çocuklar:)bizimkinin keyfine de diyecek yok hani;) bu pozu çok hoşuma gitti:)) Dila kibar tabi,oturamadı yere:)"Şükran teyzeee,minder varmııı?"diye de sordu hatta:))baktım,kabanını yere sermiş ona oturuyor.Tuna da hala yangelmiş yatmış,elektiriğini toprağa vermeye çalışıyor;)) ağzı açık ayran delisi:)))ayranı çok seviyor Tuna.ama bu kadar köpüklü ayran da hiç görmemişti:)) Dila da pide yemeyi çok seviyor,keşke birazda Tuna sevse:(Dila ayran sevmiyor diye annesi vişne suyu aldırmıştı ama o kadar köpüğü görünce,o bile içmek istedi:))onlar ayranları içti,vişne suyu ve fanta yı da ortak içtik hepimiz;)sonra ikiside benim et dönerime musallat oldu pidelerini bırakıp:)) eeee,günün sonunda bir ana-oğul fotosu olmadan olmaz dimi ama;)
bu daaa,sevgi çemberimiz:) :)))bu da,uyku tulumunu giymiş,yatmaya hazırlanan Tuna;)o kadar hoplama-zıplama,koşup oynama ile hala enerjisini boşaltamamış olmalı ki,yatağın üzerinde zıplıyor zıp zıp;)) :)))))burda da Zeybek oyunu"Harman dalı"oynuyor herhalde:))))

Hiç yorum yok: