30 Temmuz 2008 Çarşamba

ALTINPARK,F.B.FORMALI TUNA..

Pazar günü,uzun zamandır gidemediğimiz altınpark a gittik.daha önceki gelişlerinden birinde,bir akşam altınpark a götürmüştük babaannemizi,hem gündüz gözüyle babaannemiz göremediği yerleri görür,hem de çocuklar için çok müsait bir park olduğu için,gönüllerince koşturup oynarlar diye düşündük.ve suzan teyzemizle dila yı alıp,sonra da saliş teyzemizi alarak altınpark a gittik.daha girer girmez,Tuna kocaaaaaman boş alanı görünce,başladı sağa-sola koşturmaya,ardından da İnci Dila:))Suzan bir büfeden kağıt mendil almak için gidince,bizimkilerde peşine takıldı,geldiklerinde,ellerinde ne kadar karşı olsakta,bazen karşı koyamadığımız o iğrenç yiyecek,yani cips vardı:((bu çocuklar neden hep zararlı şeyleri faydalı şeylerden daha çok severlerki:(halbuki,anneannemizin elleriyle yaptığı mis gibi ıspanaklı ve patatesli börek ve ayranımız vardı yanımızda,çokta ümitlenmiştim onlardan yerler diye:(havaların sıcak gitmesi,çocukların iştahınıda çok etkiledi,hangi arkadaşımla konuşsam,şu sıralar çocuğunun iştahsızlığından şikayet ediyor,maalesef Tuna da öyle.çok az ve isteksiz yiyor.biraz yürüyüş yaptıktan sonra,fayton a binmeye karar verdik,şöyle bir park turu atmak ve çocukların ilgisini çekeceğini düşündüğümüz için.babaannemiz ve saliş teyzemiz kokuyor diye binmek istemediler:)onlar bizi bekledi,temiz hava aldılar.ama zannettiğimiz kadarda ilgilerini çekmedi çocukların.sadece Tuna arkamızdan gelen diğer fayton un atını sevmek istedi yanımıza yaklaştığında,tabi ne olacağını bilmediğim için sevdirmedim,Dila korktuğu için annesinin kucağına kaçtı:)o gün hava çok güzel esiyordu,çocukların şapkalarını ve yeleklerini çıkarmadık hiç.sonra hepimiz dondurmalarımızı yeyip,biraz daha gezdik ama altınpark o kadar büyük ki,gezmekle bitmez.ben asıl yapay göldeki bisikletlere binmek,Tuna yıda bindirmek istiyordum ama çok geç olduğu için vazgeçip anneannemize döndük.

salı günü babaannemiz istanbul a dönecekti.Tuna yı buna alıştırmamız gerekiyordu ve kahvaltıda biraz konuştuk."Tunacım,bu gün babaannen İstanbul a gidecek"dedim."nedeeeen?"dedi isteksiz bir ses tonuyla."çünkü amcan a yemek yapacakmış,nasıl ben yanında olmadığım zaman sen üzülüyorsun,amcan da annesini özlemiş,gel diyormuş"dedim."acıktıysa o zaman sakız çiynesiiiin"dedi:))"ama orda yalnız kalmış amacan"dediğimde de"oda arkadaşıyla oynasıııın"dedi:))her söylediğime laf yetiştirdi kerata.ama babaannesi giderken"amcanın yemeğini yap,geri gel tamammı?"dedi ve ikna olmuşa benziyordu.vedalaştıktan sonra oyuna daldı.evde işimiz yoktu,baktım sıkılmaya başlıyor,bizde anneannemize gittik,orda dedesi,anneannesi ve saliş teyzesiyle oyalanıyor,hoşuna gidiyor.bu sabah çok erken uyandı ve daha önce uyandığında tekrar uyurdu,bu defa uyumadı,tabi benide uyutmadı:(her zamanki gibi,dooooğru babaannesinin yattığı odaya gitti,baktıki babaannesi yok"daaa"diye uyduruk bir kelime savurup odadan çıktı.ve arabalarıyla oynamaya başladı.bu çocuk çok komik,kim ne söylerse,ona söylediği kelimelerle karşılık veriyor.mesela durup dururken babaannesine"şşşşt,memişağa"diye sesleniyordu:))yine ortada hiç lafı yokken geçenlerde"köseee,köse olcaksııın"deyip sırıttı babaannesine,bizi aldı bir gülme.babaannesi Tuna sakız istediğinde,"ne yapacaksın sakızı,erkekler sakızmı çiğner,köse olursun,çok sakız çiğniyorsun,bak köse olacaksın"diyordu,nerden aklına geldiyse,pat diye söyleyiverdi:))parkta da dönüp dönüp,hem sırıtıyor,hem de"o neymiş öyle"diye babaannesinin lafını babaannesine satıyordu:).yine Tuna yı banyo yaptırdığımda babaannesi"ooooh,ferahladı çocuğum"diyordu,"ferahlamak"kelimesi ilgisini çekti ve hemen kaptı.bazende babaannesinin istemediği bir şeyi yaptığında babaannesi"darıldım sana"diyordu,bizim keratada,iki kelimeyi birleştirip"dayıldım,fiyahladım"deyip durdu sık sık babaannesine:))yine ilgisini çeken bir konuda,hepimizin yaptığı gibi,babaanneside bazen şiveli konuşup,baştaki"k"harfine"g"diyordu,yani"kaldı"yerine"galdı"gibi,kaçarmı bizimkinin gözünden hiç,babaannesi öyle söylediğinde,hemen arkasından tekrar ediyordu:)))çok komik oluyor bu çocuklar.babaannesi sık sık,"hiç gülmediğim kadar gülmüşümdür geldiğimden beri "dedi.eminim bu günlerde sık sık babaannesinin yaptıklarını,onunla birlikte yaptığı şeyleri hatırlıyacak Tuna...

bu gün evdeydik Tunayla.sıkılmasın,birazda hava alsın diye beraber balkonumuzu yıkayıp(en sevdiği şeylerden biri,balkon yıkamak,suyla oynamak)balkonda oturduk.biraz rüzgarlıydı hava,kapişonlu yeleğini giydirdim,ara arada sordum"üşüyormusun oğlum"diye."yooook,üşümüyom"dedi.biraz sonra"anneeee,yüzgay(rüzgar)beni dalgalandıyyoy(dalgalandırıyor)"dedi:)))kendini bayrak gibi hissetti herhalde;)eğitim setimizi çıkardım,ordaki çeşitli hayvan-meyve ve değişik nesneleri soruyordum"bu nedir oğlum?"diye.sıra horoza geldi"ne bu oğlum?"dedim.biraz baktı ve "kıjgın(kızgın) kuş"dedi,orda ben koptum.çocuk haklı,o öyle deyince,resmi çevirip baktım ve gerçekten sert bir bakışı vardı:)))daha sonra içeri girip,vaz geçilmezi,arabalarıyla oynadık.önüne,çekmesi için ip bağladığımız kamyonunun ipini dolaştırmış ve açmaya çalışıyordu,sonunda sinirlendi,söylenmeye başladı"sabah beri yapıyom,yapılmıyoooo"diye:)))çok hoşuma gitti kullandığı kelimeler.sonrada sıkıntıdan,boynuma,sırtıma atlamaya,oyun aramaya başladı"ne yapıyorsun oğluuuum?"dediğimde,beklemediğim bir kelime kullandı yine ve çok güldük birlikte"bende şana(sana)dalaşıyooom"dedi:)))bu da babaannesinin kullandığı kelimelerden biriydi,sık sık babaannesinin kulaklarını çınlatıyor Tuna.ve geçen gün uydurduğu kelimeyi hala unutmadı,habire tekrarlayıp duruyor"tet me ti cen,çaaaat maaaa tıııı can";))
cuma günü Tuna nın saçını 1 no.kestirdik:(çok yakışıyordu minnoşuma bu saçları ama havalar o kadar sıcak gidiyorki,zaten çok terleyen bir çocuk,biraz "fiyahlasın(ferahlasın)";))dedik ve istemedende olsa kestirdik saçlarını:((bu da,kestirmeden önceki son hali saçının... veeeee,işte saçı kesildikten sonraki gün çekilen ilk fotoğrafı:))gülmemek için zor tuttuk kendimizi babaannesiyle:)hatta gülüp,sanki başka şeye gülüyor gibi yaptık:))her karşılaştığımız kiye"çok yakışıklı olmuş Tuna değilmi?daha güzel saçları olacak,onun için kestirdik"gibi de bir açıklama yapıyoruzki,tepkilerden gururu incinmesin diye;)babaannemiz Tuna ya fenesbacce(FenerBahçe)forması aldı.anneannemizin,Tuna doğduğu sıralarda aldığı minik FenerBahçe topu ve İlker eniştemizin hediye ettiği minik FenerBahçe formasını da yanına koyarak,antrenör edasıyla bir fotosunu çektik yeni saçlarıyla;)) bu da,Altınparkta,cips yerken çekilen komik bir fotosu;)red kit e çok benzettim bu fotosunu:))) fayton sefamız.. civa gibi kerata,bir foto çektirmek için kırk takla atıyoruz nerdeyse;)beyaz güller babaannemizin çok hoşuna gitti,Tunayla fotolarını güllerin önünde çektik.. iyiki Allah saliş teyzemizi yaratmış:)))hayli enerjik olan Tunayla yine çok ilgilendi sağolsun,yoksa arkasına koşturmaktan canım çıkardı herhalde;) Diloş çooook uzaklara dalmış,mısırını yiyor:) bir elinde dondurması,bir elindede hasta olmasın diye su yudumladığı biberonu:)artık yakışmıyorda eline,koca adam oldu maşaAllah ama,bazen pet şişeden rahat oluyor;) sevgi gösterileri:)) beyaz güller arasında iki beyaz gül... Tuna enerjisini hala boşaltamadı ve babaannesine sevgi gösterilerinde bulundu.babaannesinin kafasını severken:) burda da,kendi değimiyle"sırtına konmuş"babannesinin:)))sırta çıkmaya sırta konmak diyor:))) artık partan çıkıyoruz.yorgunluktan kaymış gitmişiz;) babaannemiz gitmeden önce,Fener formalı tuna ile foto çektik.takımı tamamlayalım diye,bir gün önce yürüyüş yaparken rastladığımız FenerBahçe topunuda aldık.çok seviyor bu topunu;) bu da,çok sevdiği topuyla verdiği artist fotolarından biri:))) pek bi ciddi çıkmışız burda;)ne düşünüyordu aceba?

22 Temmuz 2008 Salı

BULAŞIKÇI TUNA,MİNİK KUŞ KALEM,FOTOĞRAFÇI,BIYIKLI,TUNA MEHTER TAKIMINDA..

Yine dolu dolu ve hızlandırılmış bir şekilde geçiyor günlerimiz Tunayla.her şeyi denemek,her şeyi yapmak istiyor,çok meraklı bizim kerata.yaptıklarını fotoğraflarla anlatacağım ama bu günlerdeki uyduruk kelimelerini anlatmadan geçemeyeceğim.bir dönemin uyduruk kelimesi"okuludabidaaaa"idi :))sonra "abakuluyuuu"oldu.şimdi de 10 gündür "naaaaa,kıııııın,tıııııın,sııııı"diyor:)))ama öyle bir ahenkle söylüyorki,duyanda yabancı dilde bir şeyler söylüyor zanneder:))bu günde yeni bir uyduruk kelime bulmuş,bunu ezberleyemedimde,yazdım walla unutmamak için;))ama o hiç unutmadan aynı şeyleri söylüyor:)"tetmeticek,çatmatıcak":)))"o ne demek Tunacım?"dediğimde sırıtıp sırıtıp tekrarladı,yani bir anlamı yok demeye getirdi herhalde:)hatta babaanneside sordu ve "çatma kurban olayım...."demek istediğini zannedip,kelimeyi bölmeden istiklal marşının ilk kıtasını söyledi"korkma,sönmez bu şafaklarda yüzen alsancak,söyle bakıyım"dedi.Tuna da aynısın söyleyince,babaannesi şaşırdı ve "maşaAllah,bir söylemede öğrendi"dedi.evet,gerçekten maşaAllah,çünkü bende o kadar uzun kelimelerin hepsini bir anda söyleyebileceğini düşünmemiştim."hadi bir de babana söyle"dediğinde ise,şimardı ve sonunu"al sana salıncak":))diye bitiriverdi:)))komik olduğunun farkındaya,bir yandan da kıkır kıkır gülüyor kerata:)bakalım yarın"tetmeticek,çatmatıcak"atmasyonunu hatırlayabilecekmi;)) havalar o kadar sıcak gidiyorki,hem çocukcağız biraz ferahlasın hem de oyalansın diye,küçük leğene su koyup,mutfak malzemelerini ve kara bebeği verdim yıkasın diye;)çok hoşuna gitti ve saatlerce oynadı.oyunu bittiğinde,leğendeki su da bitmişti:))) babası Tuna nın kalem-defter-kitap a olan ilgisini bildiği ve daha da teşvik etmek için,kırtasiyeden bu tüylü kalemi almış.Tuna epey bir inceledi kalemini:)))sonrada ayaklarından açıldığını keşfedip,yazmaya-çizmeye başladı... ismini"minik kuş"koyduk kalemimizin.bu da minik kuşumuzun boydan fotosu;)) ben sürekli Tuna nın fotoğrafını çektiğim için,o da merak saldı ve babaannesinin fotoğrafını çekti,hiç te fena çekmemiş bence:)) Tuna oyuncak mutfak gereçlerinin bulaşığını yıkamaktan tatmin olmadı ve işi büyüttü,bizim bulaşıkları yıkamak için bulaşıkçılığa soyundu:))elimde yıkamam gereken bir kaç parça bulaşık vardı ve ocağı temizleyecektim.bir şeylere sinirlenip ağlayarak yanıma geldiğinde,eline süngeri verip,"hadi ocağı temizle istersen oğlum"dediğimde,hemen sesini kesip"tamaaaam"dedi sevinçle.baktım hala hevesi geçmemiş,eline bir kaç parça kırılmayacak tabak-bardak verdim yıkasın diye:) Tuna,eline kalemi geçirdiğinde,deftere yazmaktan sıkılınca,ya elini-yüzünü,bacak-kollarını yazıp-çiziyor,ya da koltuk-kanepe,duvar-halı gibi yerleride defter niyetine kullanıyor.p.tesi günü yine eline geçindiği bir kalemle deftere yazmaktan sıkılıp,yüzünü,kollarını ve bacaklarını çizmiş.babaanneside"ne bu haliiin?"dedi ve battı balık yan gider diye düşünmüş olmalı ki,Tuna nın elinden kalemi alıp bıyık ve sakal çizmiş Tuna ya:)ha,bir de kolunda görünen saati.diğer kalemler gibi çıkacağını düşünüp,ıslak mendille silmeye başladım ama oda ne?hiç çıkmadı.yağlı krem sürdüm,yine çıkmadı,hemen banyoya sokup,köpük köpük yıkadım,ona rağmen çıkmadı.bu görüntüler de,o uğraşlardan sonra en silinmiş haliydi.ve biraz sonra dışarı çıkmamız gerekiyordu,çıktıkta:)) bu günlerde bir mehter merakıdır gidiyor.evin içinde"ceeeedddiiiin dedeeeeen..."diye dolanıp duruyor.p.tesi dışarı çıktığımızda,son günlerde kılıç niyetine oklavayla oynayıp,havaya atıyor diye hemen bir kılıç aldım.ne sevindi o kılıcı görünce.bende bu gün mehter takımının kıyafetini andırsın,hoşuna gitsin diye sünnet pelerinini ve şapkasını giydirdim,elindede kılıcı,büyük bir gurur ve sevinçle"ceeeddiiiin dedeeeen neeeesliiin baban..."deyip koşturdu durdu:)) burda milli damarları kabarmış bir vaziyette hala dolanıyor:))yalnız,altındada sadece külotu var:))) işte çok sevdiği kılıcı.dün onunla yattı:) veeee,geçit törenimizin son durağı;)pelerinle koşturup terlediği için,istemedende olsa artık pelerini ve şapkayı çıkarmanın zamanı gelmişti....

17 Temmuz 2008 Perşembe

KOVBOY TUNA,ÇALIŞKAN TALEBE,EN BÜYÜK FENER..

Tuna,İlker eniştesi nin aldığı şapkayı çok sevdi,bu günlerde dışarı çıkarken onu takıyor.geçen anneannemize gittiğimizde takıp dedesinin yanına girdi,dedesi"kovboylar gibi olmuşsun"demiş,çok hoşuna gitmiş keratanın,yanımıza gelip"dede bana koyboy dediii"diye sevindi.o gün bu gündür sapkanın adı "koyboy şabba":))hatta İlker i görüncede"seni gidi koyboy seniiii"diye sırıtıyor,aralarında parola oldu bu laf;))



defter ve kalemi çok seviyor Tuna,inşallah hep böyle devam eder.kalemi tutuş şekli türlü türlü olsada,sonuçta bir şeyler karalıyor kendince.bu çizgiler hayalinde bir "u"harfi,bir"a"harfi,bazen bir minare olabiliyor.ama isminin baş harfi "T"yi maşaAllah çok güzel yapıyor.hatta 3-4 aydır yapabiliyor.babaannesi bulmaca çözerken hemen yanına çöreklenip,"Tuna mı yazıyosun babaanne"diyor:))sanki her yazan Tuna yazacak:)bütün harfleri tanıyor maşaAllah.hatta ,Ğ,Q,W ve X i bile:))geçen ay tahta oyuncak satan bir oyuncakçıdan büyük harfleri tanıtan bir yap-boz tarzı tahta levha aldık,tabi dışarda yapıldığı için,yabancı dillerdeki harflerde var"Q","W" ve "X".ilk gördüğünde,ilgisini çekti."X" i gösterip,"anneee,bak,fox unkindeeeen"dedi:)çok hoşumuza gitti.sonrada"W"yi tanıdı."baaaak,bu da show un kiiii"dedi heycanlanarak.pek bi haşır-neşir şimdilik,ümidimiz,ilerdede bu hevesinin devam etmesi...



geçenlerdede yazmıştımya,şu sıralar bir takım merakı var Tuna nın.babaannesiyle akkıllarına geldikçe"en büüüüyük,feeeenes"diye bağırıyorlar:)))bazen canı sıkıldı ve kızdımı"galatayı salayım beeen"diyor ve inadı inat olduğu içinde,o gün "galatayı salay" lı oluyor:))fanatik derecede F.B.li olan babamızın hiç hoşuna gitmiyor tabi bu durum;))sinirlendikçe takım değiştirsede,anlaşılan o ki,"O BİR F.B.Lİ";))yalnız,henüz bebekken,"Tuna nın geleceği belli,koyu F.B.li olan babasının takımını tutacak herhalde"diyen arkadaş ve tanıdıklara"bizim evde demokrasi var,o neyi isterse onu tutacak"diyen babamızın sanki etekleri tutuşmuşa benziyor,bilmiyorum yani;)))eeeee,dededen gelme F.B.liler,hatta bende F.B.liyim,tabiki o da oğlunun aynı takımı tutmasını gönlünden geçirir.geçen gün babaannesiyle telefonda konuşan amcası telefonu kapatınca"bişe söyliyceeeem"diye tutturunca,babaannemiz tekrar aradı amcamızı ve tuna"en büüüüyük feneeees,en büüüüyük,feeeenes"dedi sesine kahraman bir ton katarak:)hadi bakalım,zaman ne gösterecek,hep birlikte göreceğiz...




işte bizim minik koyboy;)burdada,ağzının suları akmış koyboyumuzun:))çok meşgül,anahtarlığımdaki flashdisc i inceliyor sevimli koyboy:)o kadar çalışkanki,yazmadık yer kalmadı,yanaklarıııı,bacaklarııı ve kollarınıda yazdı kerata.ajandalar dolunca,her yer defter Tuna için.. yüzünde,dersini yapmış olmanın mutluluğu ve rahatlığı var:))
burdada o kadar dersine vermişki kendisini,çok ciddi çalışıyor;)bunuda yaptıkmıııı,işşşşte bu kadar;)Fenes bacce li Tuna masa başında..İlker eniştemizde koyu bir Fener Bahçeli olduğu için,Tuna ya Fener Bahçenin renklerini taşıyan bu çorapları almış,Tuna nın yine çok hoşuna gitti..iki F.B.li nin gurur pozları;) şeytan Rıdvan,babaannesinin kucağında;)berber amcası,saçları şeytan Rıdvanınki gibi olacak diyor:)

11 Temmuz 2008 Cuma

BU GÜN YAPTIKLARIMIZ..

Bu gün misafirimiz vardı.benim liseden arkadaşım Öznur ve onun aracılığıyla tanıştığım,Öznur un çocukluk arkadaşları Hatice,Gönül ve Gülcan.Tuna yı görmeye,hayırlı olsun,güle güle büyütün demek için geldiler.Gülcan tatil için ailesinin yanına İstanbul dan geldi,gelmişkende bana uğradı sağolsun.Gönül ün kızı Şeyma,Tuna dan 2 ay büyük.ve Öznur da komşusunun oğlu Mert i getirmiş yanında,o da Tuna dan 2 ay küçük.onlar gelmeden 2 gün önce Tuna Şeyma ya alışmaya çalıştı;))"anne,Şeyma ya oyuncaklarımı vermiycem,Şeyma küçük kalcak dimi,yemeğini yemiyomuş,Şeyma benim arabama ne der?"gibi sorularla,henüz tanışmadığı Şeyma ile rakabet halindeydi:)bu sıralar Yusuf ile rekabetimiz biraz duruldu sanki,kendine başka rakipler edinmeye başladı:)sabah kahvaltı yapacağımızda,ekmeğimizin az olduğunu,yetmiyeceğini düşündük.Tuna da dün akşam az yemek yediği için,haliyle,karnı çok acıkmıştı.dün annemin verdiği bazlama ve bir kaç küçük parça somun ekmeğimiz vardı.salon a bir girdik,kahvaltı soframızı kurmamıza yardım eden uyanık Tuna,kocaman bazlamayı kendi tabağına koymuş,mama sandalyesine oturup yemek için sabırsızlanıyordu:)))çok hoşumuza gitti.kahvaltısını yaptıktan sonra,her fırsatta hepimizden hikaye isteyen Tuna ve babaannesi 3 lü koltuğa uzanıp(hikayeyi özellikle babaannesinden yatarak anlatmasını istiyor;) )hikaye anlatıp-dinlediler,bende hazırlığımı tamamladım.ve babamız uyanıp kahvaltıya başlamadan önce Tuna ile biraz oynaşmak isteyince,Tuna nın çin işkencelerine maruz kaldı:))misafirler geldiğinde,Tuna bu gün erken kalktığı için,erken uykusu geldi ve biz uyumak için Tuna nın odasındaydık.uykusu kısa sürdü,45 dak:(Tuna uyandıktan sonrada Şeyma nın uyku saati gelmişti ve maalesef birlikte oynayamadılar.gerçi anlaşabilirlermiydi bilmiyorum,çünkü annesi zarar verebilir diye uyarmıştı.bende"Tuna birisi ona vurduğunda,oda vuran kişiye vuruyor,yoksa vurmuyor benim oğlum"diye hem onlara duyurdum,hem Tuna ya hatırlatmış oldum;))ama Mert ile oynamaktan hoşlandı.Mert,çok uysal,sessiz bir çocuk. hala konuşamadığı için,Tuna ya komik geldi çıkardığı sesler ve yaptığı hareketler ve bana,babaannesine sık sık"ne diyoooo?"diye gülerek sordu.birbirlerini kovaladılar,Tuna nın arabalarıyla oynadılar.bir ara Öznur,Tuna nın lazımlığıyla oynayan Mert e kızdı,Mert bu kızmadan hiç etkilenmediği halde,onun yerine Tuna zırıl zırıl ağladı:( o sırada ben sofrayı topluyordum ve yanında değildim,sanırım biraz yabancıladı ve belkide kendisinede kızdığını zannetti.Şeyma,o kadar çok uyuduki,annesi gideceğiz diye zorla uyandırdı maşaAllah.o uykunun yarısını bari Tuna uyuyabilseydi keşke:(misafirlerimizi gönderdikten sonra,işimiz kalmamıştı,bizde,biraz hava alalım diye babaannemizide alıp,evimize yakın bir parka gittik.Tuna yı eve getirmek biraz zor olsada,sonunda evimize döndük:)gelirken kaldırım taşlarından ve yüksek duvarlardan yürüyüp-atlamak istedi hep."ne kadas güçlü olmuşum dimi anne"diye de onay istedi:))öğlen az uyuduğu için,eve geldiğimizde yerlerde sürünüyordu.hemen ellerini-yüzünü yıkayıp,yemeğini yedirdik ve uyuttum,yorulmuş kerata...
bu çocuk nasıl deli deli yatıyor böyle yaw;)sabaha kadar nerdeyse 360 derece dönüyor yatağında.uyuttuğumda kafası yastığındaydı,bir süre sonra gittiğimde,kafasının yerini ayakları almıştı,bir daha gittim,saat yönünün tersinde dönmeye devam ediyordu:)))uyanık Tuna,aç kalırım korkusuyla olacak ki,kahvaltıda gözüne az görünen ekmeklerin arasından koca bazlamayı kaçırıp,kendi tabağına koymuş:)))babannesinin çok hoşuna gitti bu uyanıklığı:)işte ekmek hırsızı,ve kanıtı;))itiraf ederken:)) büyük bir iştahla bazlamayı eline aldı:))
babaannesine"vıddık"yani"fıstık" yapıyor:)aslında fıstık diyebiliyor ama yeni söylemeye başladığında vıddık diyordu,öyle söylemek daha çok hoşuna gidiyor ve bizi severken"vıdddddık"diye seviyor:))babaannesi hikaye öncesi öpücüğünü,yani rüşvetini istiyor;))işte hikaye başladııııııı....."bir de gucak";) babaannesinin hoşuna gitti öpmesi,bir de kucak şansımı deneyim dedi:)bir sonraki hikaye için lazım olacağını bildiği için,Tuna da itiraz etmedi:)veeeeee çin işkencesi başladı:)))önce bir çarşaf,kurbanın üzerine örtülür,ardındanda ne kadar koltuk kırlenti varsa üst üste o çarşafın üzerine yığılır:))daha ne yapsam aceba diye düşünüyor herhalde:)))"anne baaak,sagladım babayı"şu günlerde birilerini saklamayı çok seviyor:) aralardaki deliklerdende kontrol ediyor kurbanını:)))babaannesi"yorma oğlumu"dedi Tuna ya,ama o ters anladı ve kırlentlerin altından çıkıp kaçmayı başaran babasının arkasından,babannesinin elini tutup götürürken"hadi babaanne,yorma oooolumu de babaya,kıs ona,hadi"diyordu:)))kurbanını elden kaçırınca,gururuna dokundu çocuğun tabi;)

9 Temmuz 2008 Çarşamba

PASTACI TUNA,SALİŞ TEYZEMİZİN DOĞUM GÜNÜ..

Tuna mutfak işlerinden iyi anlıycak herhalde;)hamur yapacağım zaman,unla bir işim olduğunda çok seviniyor bana yardım edeceği için:)beraber kek yaptık oğlumla...bu günlerde,takım merakı var Tuna nın.ne zaman sorsak"fenesbacce"diyordu.her zaman bindiğimiz taksi şoförleri,oğlumuzun aklını çelmeye çalışıyor;)çoğu G.S.taraftarı oldukları için,"galatasaraylıyım de,sana araba alırım v.s."gibi tekliflerde bulunuyorlar.geçenlerde Hümeyra "hangi takımı tutuyorsun?"diye sorunca"galatalısalay"dedi:)))ama yine özüne döndü ve bu günlerde"fenesbacce"li oğlum:)


doğduğundan beri elektirikli aletlere(kendi değimiyle vuuu)bayılıyor:) yumurtayı kırarkenki ciddiyetine ve özenine bakarmısınız minik ustamın;)) yaptığımız kek zebra kekti.hamur 2 ye ayrılıp,birine kakao katılıyor.kakaolu hamurlar çok hoşuna gidiyor Tuna nın :))kabı sıyırırken;)) doyamadı,tüm parmaklarını soktu ağzına :))) bu manzaradan sonra,Tuna yı banyo paklar dedim ve hemeeeen banyo ya soktum,sevinci iki kat arttı:)) işte banyo sonrası Tuna usta ve şaheseri zebra kek;)) dilerseniz,yakından bakın...



8 temmuz,saliha teyzemizin doğum günüydü.teyzem yürüyemediği için,onlarında aramızda olmasını istedik ve biz onlara gidip,saliş teyzemizin doğum gününü orda kutladık.tekrar doğum günün kutlu olsun saliş,yeni yaşın sana uğurlu gelsin..
ne kadar masum ve mutlu oturuyorlar değilmi?inanmayın,bir sonraki fotoya bakın:)) işte didişmeler başlamış Dila ile Tuna arasında:)sanırım Tuna koltuk sevdasında;)yalnız oturmak istiyor:)Dila da,anneannemizin bezden yaptığı kundaktaki bebeğinin derdinde:)annelik içgüdüsü yaradılışında var kız çocuklarının,bebeği Tuna dan nasılda sakınmış,canım benim:)) barış sağlanmış ve mutluluk tablosuuuu:))
bir ara kafayı buldular ve karnına oturdukları zülüş teyzeleriyle,ilginç şeyler yapmaya başladılar:))burdaki oyunları"hadi iki parmağımızı burnumuza sokalım":)))iğreeeenç... Tuna parmaklarıyla harfler yapmayı çok seviyor.burda onun oyununu oynuyorlar,"parmaklarımızla O harfi yapalım".. işte saliş teyzemizin doğum günü pastasııııı.ve bizim miniklerin bekledikleri an"hüf"yapmak:))) işte bir koltuğu ele geçirmiş bizimki:)) kucağımda,İlker eniştesiyle cilveleşiyor Tuna.geçen gün sağ olsun ilker Tuna ya bir şapka ve F.B.çorabı almış,anneannemizde giydi,dedesinin yanına gitti.dedesi kovboylara benzemişsin deyince,Tuna nın çok hoşuna gitti.o günden beri"koyboy"deyip geziyor;)şapkayı İlker in aldığını bildiği için,İlker e"seni koyboy seniiiii"diye cilve yapıyor,o da Tuna yı gıdıklayıp,öpmeye çalışıyor bu fotoda.. saliş teyzelerini o kadar seviyorlarki,paylaşamıyorlar.. saliş teyzeleriyle mutluluk tablosu:)yeni yaşın tekrar kutlu olsun saliş teyzemiz.pastada da dediğimiz gibi"sen bizim her şeyimizsin"..