1 Temmuz 2008 Salı

TUNA İLK KEZ TELEFERİĞE BİNDİ...

babaannemiz şu sıralar yanımızda olduğu için,onu gezdiriyor,bahanesine biz de geziyoruz;)bu gün anneannemiz hastane dönüşü bize geldi.Suzan ve Saliş teyzelerimiz de iş çıkışı Dila yı kreşten aldı,saat 18:00 civarı,daha öncede bir kaç kez fotolarını bloğumuza koyduğumuz,keçiören deki Estergon kalesinde,Özbek sofrasında buluştuk.kendilerine has yemekleri ve müthiş manzarasıyla çok güzel,havadar bir yer.babaannemiz de manzarasına bayıldı.yemeğimizi yedikten sonra,şeytan dürttü ve hadi tepemizden geçen şu teleferiğe binelim dedik.tabi anneanne ve babaannemiz korktukları için binmediler:))hatta cesaretimizede hayran kaldılar:)teleferik hemen üstümüzden geçiyor ama tabiki binilecek yer biraz daha yukarıda,güçsüzler yurdunun bahçesinde.hep birlikte,hem yediklerimizide eritiriz düşüncesiyle,yürüyerek gittik.itiraf etmeliyim,teleferiğe yaklaştıkça karmaşık duygular içindeydim;)bindikten sonra duygumun adını koydum"heyecan"mış.Suzan teyzemiz kendi duygusunun adını"salaklık"diye nitelendirdi:)))Saliş teyzemiz zaten ne zamandır istediği için,gayet sakindi.binerken görevliye"hadi çocuklar hareket ettikten sonra korkarsa ne yapacağız?"diye sordum:)))cevabına çok güldük"çocukların korkacağını zannetmiyorum ama siz korkarsanız bilmem"dedi gülerek:))işte o an geldi ve bindik,hareket etti.8 kişilikmiş kabinler,biz 5 kişi olduğumuz için,yanımıza 3 tanede yabancı uyruklu bayan bindi.korktukları her hallerinden belliydi.konuşmalarından Rus olduklarını tahmin ettim.çocukları şenlendirmek için ayağımızı hafif hafif yere vurarak tempo tutup,şarkı söylemeye başladık,endişeli bakışlarla ayaklarımıza baktılar yazık:))biraz heyecanlandırmak için sallayımmı gibi bir işaret yaptım,yine endişeli bakışlarla güldüler,bizde çok güldük,Suzan için aynı şeyi söylemek pek mümkün değil tabi:)hangi şarkıyı söyleyelim diye sorduk"bence şahadet getirelim,besmele falan çekelim"dedi:)))çok espirilidir.yazık,korktuğunu kızı Dila nın bilmesinide istemiyor,etkilenip o da korkar diye,biraz rengi attı sadece;)"geldikmi?yaklaştıkmı?"diye sorup durdu.biz bindiğimizde saat 20:00 civarlarıydı ve hem teleferiğin,hem de geçtiğimiz yerlerin ışıkları yanmaya başlamıştı,manzara harika görünüyordu.Tuna ya ilginç ve güzel yerleri gösterdim,biz ters yere oturduğumuz için,arkadan bakmak gerekiyordu,"bak oğlum,şurası Tuna göleti,bak burası Estergon kalesi v.s."diye gösteriyor ve anlatıyordum,Suzan"sakın yerinizden kımıldayım,kalkıyım falan demeyin"dedi endişelenerek:))ilahi Suzan,bir daha bineceğini hiç zannetmiyorum teleferiğe.iyiki o saatlerde binmişiz,indiğimizde sıra o kadar uzamıştıki,millet binmek için havanın iyice kararmasını bekliyormuş meğer.ama bir gün önce Zülüş teyzemizin mezuniyet yemeğini çeksin diye fotoğraf makinamızı ona vermiştik.bu gün Saliş teyzemizle göndermeyi unutmuş,dolayısıyle,o anları belgeleyemedik,neyse o anları yaşamak çok güzeldi ve bende Tuna ile birlikte hayatımda ilk kez teleferiğe binmiş oldum.geçen gün ilk bindiği tren biletini sakladığımız gibi,bu günde ilk teleferik biletini sakladık:)ilerde Tuna ya hatıra kalır inşallah.

Hiç yorum yok: