Altınpark ta, ağaçlara çok güzel şekiller vermişler.bu da bir dinazor.Tuna nın ve Sueda nın çok hoşuna gitti,sarıldılar;)hava çok güzeldi cuma günü.koşturup oynadılar Sueda ile.ama kot pantolonu Tuna nın hareketini engelliyor diye çıkartıp,eşofmanını giydirdim,işte ondan sonra Tuna yı tutabilene aşkolsun;)
bu da,koltuk şekli verilmiş bir ağaç.hemen çocukları üstüne oturtup,birer hatıra foto çekmek istedim..
Sueda koltuğu çok sevdi:))
bu bir yavru dinazor sanırım.ama Tuna ona at niyetine bindi:))evet,maalesef elindekide bir tabanca.uğraşlarım boşa çıktı ve artık Tuna nın da tabancaları var:(biri, gittiğimiz misafirliklerde huysuzluk yaparsa,o evde olmayabilir düşüncesiyle gizli saklı aldığım tabanca[aaaa çantamızda unutmuşuuuuz oldu:( ],biri lise arkadaşım Bakiye nin oğlu Samet in Tuna ya hediye ettiği tabanca,biri babamızın hediye aldığı,kemerli tabanca;)hatta bir de anneannemizin,çocuk hevesleniyor,yazık diye aldığı tüfeğimiz:(( sonrada iki kanka el ele tutuşup,gideceğimiz yere doğru ilerledi;) daha önce yine Altınpark a gittiğimizde,Tuna bu arabaları çok sevmişti.sanırım bu arabaları parkın görevlileri,park çok büyük olduğu için,parkın diğer yerlerine ulaşmak için kullanıyorlar.ama ayağı frene-gaza uzanamadığı içinde üzülmüş,"çok yemek yeyip biraz büyüyünce yine gelip binersin,belki o zaman ayakların yetişir"dediğimizde de sevinmişti.o arabaları görünce çok sevindi,heyecanlandı.ayakları hala yetişmiyordu ama;)eskisi kadar aldırmadı bu sefer,biraz koltuğun ucuna doğru yaklaştımı,oldu da bitti işte;))
Tuna,arabasına kavuşmanın sevinci içinde,Sueda yı gezdiriyor;)
Tuna,arabasına kavuşmanın sevinci içinde,Sueda yı gezdiriyor;)
artık parktan çıkma zamanımız gelmişti.ikisininde uyku vaktiydi,yoruldular,mayıştılar(sonra uyudularmı?tabiki hayır) çıkmadan önce trenle bir tur atalım dedik:) ilk önce Tuna ile benim yanımda oturan Sueda,son anda fikir değiştirip,annesinin yanına gitti:)
"çalışma lekesi":))geçen gece yatırırken"ben bazen çalışma lekesi istiyom biliyomusun?ööööyle açılıyooo,geri kapanıyo.resimler görünüyo,geri kapanıyo,işte ona çalışma lekesi deniyo"dedi.şaşırdım,biraz sonra üstünü giydirirken,sordum"çalışma lekesi neymiş annecim?"diye burda da bir öncekinden farklı bir açıklama yaptı:)))
İnci Dila nın en sevdiği şarkı:)"hatırla sevgili"cd.sinden.zaten o da onun şarkısı,Tuna hatırla sevgili şarkısını duyunca,"dila nın şarkısııı"diye heyecanlanıyor:))maşaAllah İnci Dila nın da müzik kulağı çok iyi.
saliş teyzesiyle"at silahını,teslim ol"oynuyorlar,bayılıyor bu oyuna:((yalnız,eller yukarı yerine,"elleri yukarı"diyor;)))
oooof,Allahııım,o ne pozlar yaaa,yere çöküp ateş etmeler falan :((nasıl vaz geçecek bu silah sevdasından bilmemki:(işin kötüsü,Dila yı da ayartıyo,Tuna sayesinde,o da silahla tanışmış oldu;)kızcağız kitapları karıştırıyor,bizimki zorla güreş etmeye çalışıyor ve maalesef güreşirken de,gözü hiç bir şeyi görmüyor,sonraki güreşte zavallı çocuğun canını acıttı:(
2 yorum:
Kız ve erkek çocukların fıtratları ne kadar farklı oluyor.
Son videoda Tuna yerinde duramıyor güreşmek istiyor Dila hiç oralı değil, kolunu bile kaldırmamış:))Tuna'nın tabanca elindeyken esip gürlemesine bak, Dila'nın yumuşak ses tonuyla "ayağa kalk!" deyişine.. Neredeyse "rica etsem ayağa kalkar mısın?" diyecek:))) Ay çok hoşuma gitti.
ay sorma ipekim,bir kabadayı oldu ki kerata,bazen inanamıyorum.ama bazı halleri çok sevimli ve komik geliyor.tabanca elindeyken çok ciddi:(suratının şekli değişiyor,kaşlar çatılıyor,ses tonu sertleşiyor:(inş.geçici bir süreçtir diye umutlanıyorum canım.çok direndim ama artık pes etmek zorunda kaldım silah konusunda:(dila da yazık onun oyununa katılıyor bazen ama dediğin gibi tuna kadar sert olamıyor,kibar kibar vuruyor:)))
Yorum Gönder