4 Mayıs 2008 Pazar

HAFTA SONUMUZ..

Dün annemlere misafir gelecekti,zülüş teyzemizde orda olacağı için,bizide çağırdılar,gittik.hava yağmurluydu,dolayısıyle,dışarda gezemedik.ama eve dönerken,oyuncakçıya girip,oğluşuma daha önce 2 tanesini eskittiği ve şimdi onların parçalarıyla avunduğu için yeni bir oyuncak elektirik süpürge ve yazı tahtasının eskiyen kaleminin yerine iki tane kalem aldık.o kadar sevindiki,kalemlerin ikisinide eve gelene kadar elinde tuttu,poşete koydurmadı.dönüşte zülüş teyzesinide bize getirdik,kadırcağız dayanamadı Tuna nın ısrarlarına.akşamada saliş teyzemizi çağırdık,ooooh,Tuna nın keyfine diyecek yoktu.biz onlardayken ve ya onlar bize geldiğinde"bize geeeel,bizde kaaaal"diye ısrar ediyordu,ikiside verdiği sözü yerine getirmiş oldu;)yatana kadar çok mutluydu.zülüş teyzesi ona 3 tane masal anlattı,saliş teyzesiylede,legolarıyla oynadılar.bir ara üst üste dizdikleri legolara vurup etrafa dağıtarak(bu oyuna bayılıyor)yıktığında,saliş teyzesi kaşlarını çatmış"saliş,hemen kızmaaaa,topluycam şimdiii"demiş:)))anlatıp anlatıp güldük kendi kendimize.tabi onlara dizilerini seyrettirmedi elektirik süpürgesini çalıştırınca."hadi kapat,sonra tekrar açarsın"demişler,o sıra pek oralı olmamış,artık bıkıp kaldıracağı zaman"şimdi süpürgeyi kapatıyorum,gürültü yapmasın"demiş,işi görüldü tabi keratanın.uyuturkende zor uyudu,zavallı saliş teyzesi uyuma numarası yapmak zorunda kaldı,zülüş çoktaaaan uyumuştu bile...sabah kalkıncada,dooooğru onların odasına gitti.yine gırgır şamata geçti öğleye kadar zamanı ama ayrılık vakti gelince,işler değişti.illa gitmesinler dedi,ağladı.bende p.c. sözü verdim ve hemen çıktık,youtube de "ceddin deden,neslin baban"mehter marşını defalarca dinledik,kol hareketleriyle ritim tuttu:)sonra babamıza lazım olunca,kalkmak zorunda kaldık.beraber çamaşır astık,poğaça ve kurabiye yaptık,oyuncaklarla oynadık,yemek yaptık.yani bu gün evdeydik.az zamanda çok ve büyük işler başardık;)

önce kurabiyeyi yaptık.yoğurma işini çok seviyor,elide yatkın keratanın;)bu arada,sağ koluna çiçekli saat,sol kolunada kalpli saat yapmıştık,çok belli olmuyor ama,akşama kadar silindi tabi;) mutfaktan bir şey almaya gittiğimde,zaten son koyduğu unla kıvamı katı olan hamurun üstüne,bir kaç fincan un daha eklemiş yaramaz oğlum,elleri ve üstü un içindeydi geldiğimde;) battı balık,yan gider;))koydum siniyi,oturttum içine,eledi durdu unları.yoğurma işinden daha çok hoşuna gitti,korkarım,bundan sonra hep un elemek istiyecek;)işlerimiz bittikten sonra 4-5 kere"anneee,ne güzel hamus(hamur)yaptık senle dimiiii"diyerek sevinç gösterilerinde bulundu:))) ben poğaça hamurunu yoğururken,daha önce bize oynamaya gelen komşumuzun kızı,Tuna nın en yakın arkadaşı sueda ile oynadıkları oyunu kasete çekmiştim,oturup,hem kitap karıştırdı,hemde aynı coşkuyla kameradan oyunlarını seyretti:) sanki o anı yine yaşıyor gibiydi;) öyleki,aynı şeylere defalarca güldü:))ve heyecandan çığlık bile attı:))) daha sonra,yoğurduğum poğaça hamurundan bir parça verdim Tuna ya.kendisi gibi minicik hamur tahtasının üzerine koyduğu yine kendisi gibi minicik doğrama tahtasında,minicik bıçağıyla hamuru keserek,sözüm ona poğaça yaptı;)) ve yeni öğrendiği"biliyomusun"kelimesini her fırsatta kullanmak istedi;)"busumusun anneee,bu böyek diiil,bu poçaa"diye de bana ne yaptığımızı hatırlattı durdu:)) habire kestiii,birleştirdi.ben bütün hamuru bitirdim,daha bir tane bile poğaça yapmamıştı,amaç hamurla oynamak tabi:)
veeeee,günün sonundaki bu çikin fotonun hikayeside şu:artık yatma vakti çoktaaan geldide geçiyordu ve beyefendi hala oynamak istiyordu.kakası gelmiş güya,lazımlığına oturup oturup kalktı.bende yakaladım ve altını değiştirip,pijamalarını giydirmek için oyalansında kaçmasın diye "tavşanım tavşanım"şarkısını söylüyordum ki,suratı değişti ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı."yavrum,neden ağlıyorsun" diye ısrarla sordum,sonunda sebebini hıçkırıklar eşliğinde söyledi.bilmeyenler için şarkı şöyle"...tavşanımın pabuçları yırtılmış,eskimiş,tavşanım ağlar"orda ağlama hareketi olarak sevimli bir şekilde gözler ovuşturuluyor,bende öyle yaptım."tavşan ağlamasııııın,eskimemiiiiiiş,yırtılmamııııış"dedi.sarıldım ve "tabiki anneciiiim,ben şaka yaptım,tabiki ağlamamış,eskimemiş,bak tekrar söyleyim şarkıyı,tavşanımın pabuçları yırtılmamış,eskimemiş,tavşanım ağlamaz"sustu ama yine de içinden hıçkırıklar geliyordu:(Tuna nın sayesinde bu şarkıyıda değiştirmiş olduk.3-4 ay önce kadardı sanırım,yine oyalansın diye küçük kurbağa şarkısını söylerken,aynı bu şekilde hıçkırıklarla ağlamıştı ve onun sebebide,kurbağanın"kuyruğum yok yüzerim derede"demesiydi."hayıııııs,vaaaaaay"deyip deyip ağlamıştıda,onun da"işte burda işte burda yüzerim derede"diye sözlerini değiştirmek zorunda kalmıştık.yaw biz bu çocuğun bu duygusallığını ne yapacağız bilmem:(

2 yorum:

OZY- dedi ki...

Yahu bu yumurcak duygusallıkta Umut Abisini de geçti galiba.Müzisyen neyim yapın şu çocukları da gerçek hayatın içinde telef olmasınlar:)

sukran dedi ki...

hiç sorma özy cim yaa,evet duygusallık bazen iyi bir şey ama aşırı oluncada yıpratıyor hani.evet,biz bunları müzisyen neyim yapalım;)