Bir süre önce,Tuna nın dişinde bir leke gördüm ve çocuk dr.umuza hepatit A aşısı için gittiğimizde,emin olamadığımı,çürük olup olmadığına bir bakmasını rica ettim genel muayenede.bakınca,maalesef çürük,bir pedodontist e(inşallah yanlış yazmamışımdır)göstermenizi tavsiye ederim demişti.bizde,hem diş dr.umuz,hem de aile dostumuz olan cengiz ile konuştuk,tanıdık bir dr.dan randeu aldı bu gün için.zülüş teyzemizle iş çıkışı orda buluşup,Tuna yı götürdük.sakin,mülayim bir dr.du binnur hanım fakat,sanırım biz biraz daha fazlasını bekledik.yani daha çok çocuk seviyesine inmesini,onun ilgi duyacağı şeylerle oyalayarak muayene etmesini bekledik.Tuna ya ağzını açtırana kadar akla karayı seçtik.gitmeden önce ve hatta kaç gün önceden başlamıştım konuşmaya,psikolojisini hazırlamaya ama,çocuk işte.zar-zor muayenenin ardından,çürük olduğunu,muhtemelen gece ve sabaha karşı biberonla içtiği sütten olabileceğini söyledi.çok itinalı fırçalamayla önlenebileceğini,önlenemezse,klinik ortamında,üniversite hastanelerinde düşük dozda,uyutur derecede verilecek anestezi ile dolgu yapılabileceğini söyledi.birde,flor yazdı reçeteye.çok canım sıkıldı,yediğine-içtiğine dikkat ettiğimiz halde ki,çikolata ve şeker çok nadir veriyoruz,nasıl oldu bu çürük diye moralim bozuldu.hem bir teşekkür etmek,hem de uzun zamandır göremediğimiz için ziyaret etmek için,muayenehanesi çok yakın olan cengiz in yanına gittik çıkışta.Tuna girer girmez hiç yadırgamadı ortamı.üstelik,cengiz amcasınıda çok sevdi,iyi anlaştılar.muayene koltuğuna oturdu,koltukta takılı olan aletlerle oynadı,üstelik cengiz amcasına ışın tedavisi ile dolgu bile yaptı:))cengiz amcasıda,ara sıra bir muayenehaneye götürüp,serbestçe oynamasını tavsiye etti alışması için,aslında haklıda,korku olmaması için,sevmesi lazım.öyle yapacağız inşallah.her iki dr.umuzda,pilli diş fırçası tavsiye ettiler,bir an önce alıp diş bakımımıza başlıyacağız tavsiyelere uyup.çıkışta,Tuna ya söz verdiğimiz üzere,kuğulu parka götürdük.kuğuları seyretti,kaydırağa ve salıncağa bindi.bir balon,bir düdük ve bir de köpük üfleyen oyuncak aldık çıkışta.eve geldiğimizde,saliş teyzemiz bize gelmiş,sıcacık bir çorba yapmıştı,afiyetle yedik,ellerine sağlık saliş teyzemiz.hepimizde yorgunluktan dökülüyorduk.önce Tuna,sonra zülüş teyzemiz uyudu.saliş uyumak üzereydi,bende fotoları ekleyip yatmayı düşünüyorum.babamız beli ağrıdığı için bu gün bir yere gidemedi,o da istirahat ediyor...
tam Tuna nın sevdiği seyler;ışık,hemde mavi.aynı zamanda elektirikli alet,üstüne üstlük,oynamasına izin veriliyor;)burda keşif yapıyor,aceba nereye bastıda ışık söndü?evet,işte buldu nerden açılıp kapandığını.ve sıra tedaviye geldi,cengiz amcasının ışınla dolgu olması gereken bir dişi var herhalde:))işte kuğulu parktayız.burası kuğu ile Tuna nın göz göze geldikleriiii yeeer;))) burda kuğuları izliyor,nasıl yemek yeme o öyle?bir taraftan elindeki kekini yemeye çalışıyor,bir taraftanda,etraftaki kuşları seyrediyor paşam..rengarenk menekşeler,insanın içini açıyor,yanlarına oğluşumda,çok yakışıyor;)bir poz da,zülüş teyzemizleeee....... öğlen uykusunu uyuyamayan Tuna nın,artık bakışlarıda değişmeye başladı parktan çıkmadan önce,gözleri kapanmasın diye kocaman açmış gözlerini canım:))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder