6 Mayıs 2008 Salı

YAZAMADIĞIMIZ SON 2 GÜNÜMÜZ..

Bu gün hem öğlen hem de akşam misafirimiz geleceği için,dün Tunayla evimize biraz çeki düzen verdik ve hazırlık yaptık.bazen sıkılan Tuna,bir baktım kitap okuyor;)hayal alemine dalmış.bir baktım filiz teyzesinin hediye ettiği seccadesini sermiş namaz kılıyor:)bazende yeni aldığımız elektirik süpürgesiyle,temizliğime eşlik etti.bu gün öğlen gelen önceki ev sahibemiz Ayşe abla,kızı Tuğba ve onun kızı betül,gelini Hülya ve onun oğlu Emir,kız kardeşi Nebahat ve onun kızı Hilal ile hasret giderdik.Tuna nadir gördüğü için,biraz çekingendi.sofraya oturduğumuzda,Betül ile Emir in oyuncak kavgalarından korkup biraz ağladı.sürekli kucağımda ve ya eteğime tutunup gezdi evin içinde:(birazda diş sıkıntısı var bu günlerde,hafif ateşi vardı ve dünden beri ishal.hatta dün poposu yanmış kakasının asitinden,yavrum çok sıkıntılı.misafirlerimizi yolcu edip,anneannemizle biraz oturduk Tuna yı uyutma çabalarım boşa çıkınca.yukarı çıkıp,bloğumuzu gösterdik anneannemize,o sırada,balkondaki büyük saksının içinde annesini bekleyen güvercin yavrusuna bir karganın saldırdığını gördük ve kargayı kaçırmayı başardık.Allahtan o sahneyi Tuna görmedi.annem yavruyu eline alıp sakinleştirmek istedi.aynı zamanda Tuna sevsin diye ona doğru uzatınca,Tuna çirkin güvercin yavrusundan korktu(daha tüyleri falan fazla olmadığı için,gerçekten çirkin görünüyor güvercin yavruları)aşağıya indiğimizde,salonun havalansın diye açtığımız penceresinden giren bir güvercin,bizi görünce kaçmaya çalıştı ve pencerenin camına çarparak,yere düştü.biraz sonra gelecek olan akşamki misafirlerimize hazırladığımız sofrayı görünce dayanamamış anlaşılan;)ben korkmasın diye Tuna yı mutfağa götürdüm,annemde güvercini çıkarmaya çalışıyordu,birde baktıkki,anneannemiz elinde güvercinle geldi.bu sefer kırkmadı Tuna,mutfağın balkon kapısından uçurduk zafer güvercinimizi;))Tuna bu olaydan çok etkilendi ve bir kaç kez bize anlattı,tatmin olmamışki,akşam gelen misafirlerimizede anlattı:)daha bir hafta dinleriz artık bu hikayeyi:)))akşam,İnci Dila yı ve Osman Enes i görünce sevindi,hemen oyunlarına katılmadı ama daha sonra çok eğlendi.ama evin içinde sürekli bana yoklama çekti,o ayrı;))giderlerken,yine çok mızmızlandı,gitmelirini istemedi,birazda uykusuzluk vardı tabi.çok uykusuz olmasına rağmen,uyuttuktan yaklaşık 45 dak.kadar sonra ağlayarak uyandı,bu pek hayra alamet değil ama,hadi hayır olsun deyip,bir kaç kez uyutmaya çalıştım.daha sonra bir ölçek ağrı kesici,ateş düşürücü şurup verip,tekrar uyuttum.inş.devamı gelmez.

bu,geçenlerde Tuna ya aldığım çim adam:)biraz çirkin ama,Tuna çok sevdi.hem oyuncak,hem de bir bitkinin yetiştiğini görsün istedim..artık çim adamımızın saçları çıktıda,uzamıştı bile,bizde bejbej(berber) amca olup,çim adamımızın saçlarını kestik,yani biçtik;)

bu kez saçı kesilen kendisi değilde,bir başkası olunca,sanırım daha zevkli oldu Tuna için:)bu da traştan sonra.yüzü-gözü açıldı adamcağızın yaw ;))hikaye kitabına bakıp,hayallere dalmış oğluşum benim,kim bilir neler hayal ediyor...ben babasına gömlek ütülemek için ütü odasına geldiğimde,her zamanki gibi Tuna da yanıma geldi ve mandallarla oynadı biraz.sonra birde baktımki,Filiz teyzesinin hediye ettiği seccadeyi sermiş,kafasınada anneannesinin hediye ettiği takkeyi giymiş,(yalnız hala boynuna o tesbihi neden namaz kılarken hep taktığını çözemedim:)) )yeri öperek,güya secde ediyor,Allah kabul etsin minik meleğim;)epey bir takkeyle oynadı,ismini öğrenmeye çalıştı ve öğrendide.giy-çıkart,giy ben yoruldum,o yorulmadı:)kahküllerini içine koymuştu bu sefer,"ben bir garip kel oooooğlanıım....";)))burdada,ne kadar zararlı şey varsa,o kadar sevdiklerine delil bir foto var.meşrubat içiyor keratalar.ama bizde kurnazlık yapıp,yarı yarıya su katıyoruz sütçüler gibi:)))tabi asitinide karıştırarak yok ediyoruz;)ne kadar yok edip sulandırsakta,yinede içime sinmiyor ama...beeeeh,ben olsam içmem,hiç güzel olmuyor tadı:))

bizim tatlı biblo neye bakıyordu aceba öyle dikkatli dikkatli?waaaaaaw,Osman Enes giydiği kıyafetin hakkını verdi ve çakı gibi bir de selam çaktı bize,helal sana küçük asker;)benim tatlı minik askerim ilk kez giydiği için,biraz tecrübesizdi tabi,sanırım burda bana hala kuşları anlatıyordu:))Hatice teyzesi,sadece şapkayı takan Tuna nın fotosunu çekmek istediğimi görünce,üstünüde giydir,öyle çek diye ısrar edince,giydirdik ama ne yalan söyleyim,duygulandım walla o kıyafetlerin içinde küçük askerimi görünce....bu da,çilek güzelimiz.....MaşaAllah,ne kadar iştahlı yiyor Osman Enes.. yüzündeki ifadedende anlaşılacağı üzere,çilek yermiş gibi yapıp poz dahi vermek istemeyen Tuna,suzan teyzesi çileği uzatınca bile hiç hoşnut olmadı..


artık gider ayak toplarla oynadılar ama tadı damaklarında kaldı yumurcakların,özelliklede bizimkinin.bir ara "gooool"yaparken ufak bir kaza oldu ama,oyun oynarken olur öyle şeyler tabi.Osman Enes arkasını döndüğünde,Tuna nın orda olduğunu farkedemedi ve kucaklaştılar,Osman Enesin dişi,Tuna nın başına değidi,ikiside biraz ağladılar ama,Osman Enesin dişinden ziyade,uykusu başına vuran Tuna,ağıdı biraz uzattı:)



Hiç yorum yok: